Sayınların sayını, enlerin
eni, yücelerin yücesi Kek Mesut buyurmuşlar; Tüm Kürtler AKP ve Erdoğan’ı
desteklesinler.
Yeter ki gölge etme Sayın
Barzani, inan biz başka ihsan istemeyiz. Sen AKP ve Erdoğan’cığını desteklemeye
devam et; düş yakamızdan.
Vay beee! Tüh!
Kürdistan ülkesi ve halkını
paramparça eden sömürgeciler en sonunda bunu da yaptılar!
Neyi mi?
Damarlarının her yanında
Kürt kanı dolaşan, geçmişte Saddam rejimine karşı kendisi ve ailesi ve halkıyla
beraber savaşıp nice bedeller ödeyen bir Kürt oğlu Kürt olan Sayın Mesut
Barzani’yi en sonunda Türkleştirdiler.
Hem de ne Türk!
Kürt oğlu Kürt’ten Türk
oğlu Türk’e dönüşen bir serüven.
Adına filmler çekilmesi,
diziler yapılması gereken bir Kürt’ten bozma Türk.
Senaryosu ABD tarafından
çizilen Kürt asıllı ama faşist Türk karakterli bir oyuncunun destansı hikayesi.
Ultraların en ultrası bir
Türk ki, en azılısından bir faşist.
Ağzından kan damlayan,
salyalarını Kürt kızlarının üzerine akıtıp taciz ve tecavüz eden.
Öyle bir Türk ki, Kürt halk
önderi Sayın Abdullah Öcalan’ı bir buçuk yıla yakındır tecrit altında tutan
Öyle bir Türk ki, on
binlerce Kürt siyasetçi, yönetici, belediye başkanı, milletvekili ve halkı
zindanlara doluşturan.
Öyle bir Türk ki, Ceylan,
Enes, Uğur, Şerzan ve Aydınları paramparça eden, arkadan hançerleyen, tek mermi
ile enselerinden vuran.
Öyle bir Türk ki Roboski
katliamının faili olan.
O öyle bir Türk ki
yaptıklarından dolayı bir Türk’ü bile utandıran.
Bugün 30.Eylül.2012
Bu tarih Kürt halkının
alnında bir kara leke olarak tarih sayfalarına geçecek ve utançla anılacaktır.
Bugün Kürt halkı belki de
tarihinde ender rastladığı imha ve inkar politikalarıyla iktidarını devam
ettiren bir Türk hükümetinin partisi olan AKP kongresini izledi ve o kongre de
Kürt halkına kan kusturan, kundaktaki bebeklerimizi kan revan içerisinde
bırakan bir Türk başbakanının sözlerine kulak kabarttı.
Kongre konuşmasını yapmak
üzere sahneye parti lideri ve Türk Başbakanı Erdoğan çıktı ve konuşmasına
başladı.
Türk Başbakanı Erdoğan
konuştukça salondaki izleyiciler avuçları patlarcasına dek alkışladılar. Onu
alkışlayanlar arasında Kürt halkının utanç abidesi de vardı.
Kim miydi o?
Tabi ki Sayınların en
sayını Mesut Barzani.
Kek Mesut. Kürt Mesut. Anlı
şanlı Mesut. Peşmerge Mesut. Saddam’ı deviren büyük Mesut. Ha bir de Bağımsız Kürdistan’ı kuracağım
diyen sözüm ona Kürt lider Mesut.
Hiçbir terbiye ve ahlak
sınırının olamayacağı bir üslupla avazım çıktığı kadar bağırıyorum;
Heeeey HAİN Mesut.
Bir Türk şövenistinden daha
şövenist Mesut.
Erdoğan teröristler,
salondakiler de kahrolsun PKK derken, alkış tutan Mesut.
Kahrolsun PKK diyen Mesut.
AKP kongresine katılmakla
en büyük katliamlara imza atan sen ‘Kürt’ Mesut.
Yine beni haklı çıkardın ya
işte ona yanarım.
Hani artık brakuji
olmayacak diyordun ve ben sana; yalan söylüyorsun Kürt kanı dökeceksin ama
peşmergeler eli ile değil, AKP ‘ye destek vererek Kürt kanı dökeceksin,
diyordum ya, maalesef ki yine haklı çıkardın beni.
Ey Mesut Barzani.
Yoksa kimyasal Nejdet diye
sandığımız bombaları sen mi gerillalara solutmuş ve katletmiştin?
Yoksa o geçenlerde onlarca
askerin gerilla cesetleriyle çektirdiği fotoyu çeken kişi sen miydin?
Evet evet.
Ey Kürt ve Kürdistan halkı,
HAKİKAT diyor ki;
İsteyerek ve bilerek AKP
kongresine katılan Kürt asıllı Türk faşisti Mesut Barzani, bugünden sonra
dökülecek tek bir damla dahi kan ve gözyaşından sorumlu olacaktır. AKP
kongresine katılmakla Barzani Kahrolsun PKK, kahrolsun Kürt ve Kürdistan
özgürlük mücadelesi, yaşasın Barzani Ailesi demiştir.
Sayın Barzani birde hangi
çizgide olduğunu ilan etmiş ve “Yaşasın Kapitalist Modernite”, Kahrolsun
Demokratik Modernite, demiştir.
Sayın Mesut Barzani’nin tez
elden hatasından dönüp tüm Kürt ve Kürdistan halkından özür dilemesi gerektiği
inancındayım. Tüm bunlara rağmen kendisine karşı umudum henüz bitmiş değil;
hatasından dönene kadar kendisi benim nazarımda bir Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak,
Kenan Evren, Esat Oktay, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Tansu
Çiller, Mehmet Metiner, Kemal Burkay, İbrahim Güçlü, Ümit Fırat, Mushin
Kızılkaya, Orhan Miroğlu ve Tayyip Erdoğan’dan farksız olacaktır.
Bu yazıyı okuyan her bir
Kürt bireyinden kullandığım dil, üslup ve tarzdan dolayı defalarca ama
defalarca özür diliyorum. Lütfen bunu bir duygusal tepki olarak ele alsın ve
öyle yorumlasınlar.
Ne yapayım Hakikat böyle
diyor ve esneklik ise sadece ona şans tanıyor.
30.09.2012
Mehmet Serhat Polatsoy