8 Ağustos 2023 Salı

Diyanet-Sîncar-Êzidî-Soykırım-Kobanî-Sincan!



Diyanet tam da BM ve toplamda 13 ülke tarafından kabul edilen Êzidî soykırım gününde Kobanê davasına müdahil olup, HDP'nin, "toplumun dini değerlerini temelden sarstığını" söyleyerek ceza istedi.

Bu Türkiye açısından resmi anlamda bir rejim değişikliğine işaret eden yeni bir durumdur. 
Her ne kadar bu davaya kimi gerekçeler sunarak müdahil olmuş olsa da anlaşılan Dîyanet artık Yargı'da da yer bulacak. Bu Türkiye için yeni bir dönemi başlatmakla birlikte, "katledilenin yargılandığı" gerçeğinin altını da çizmektedir. Burada çizilen masum olmayan bir resim ve resmin özellikle çerçevelendiği bir süreçtir. Kobanê protestoları sırasında yaşanan, Suruç, Ankara Gar katliamları ve yargılamalarına baktığımızda resmi daha iyi anlayabilecez.
Biz Kürtler zaten, sömürgeci devletlerin kul olmayı kabul etmeyenlerimize dönük baskıcı ve kanlı politikalarını biliyoruz. Devletlerin teslim alınamayanlarımızı tüm alanlardan, terörize ederek sindirmeye çalıştığını yaşıyoruz ancak Diyanetin -tıpkı İran'daki rejîm uygulamaları gibi- Kürt sorununa cehennem ayetlerini yaşatmak isteyerek dahil olduğuna resmi olarak ilk defa şahitlik ediyoruz.
Diyanetin bu açıklamasına göründüğü kadarıyla HDP ve Yeşil Sol Parti dışında kimse karşı çıkmadı. Laik olduğunu iddia eden kimi Sol görünümlü partiler ve CHP de sessiz kaldı. Dikkat ederseniz Diyanetin dahli, tekrar dillendirilen idam tartışmaları ile birlikte geldi. Biliyoruz ki İran tüm idamları, Din üzerinden veriyor. İşte Allah'a şirk koştu, Dini değerler ile alay etti vb gibi birçok kendilerine göre olan gerekçelerle idamları gerçekleştiriyorlar. Yine geçen gün açıklanan bir raporda 1 yıl içinde İran'da asılan 61 kişiden 52'sinin Kürd ve Beluci olduğunu gördük. Tüm bunları yan yana getirdiğimizde kim Diyanetin Kobanî davasına "toplumun dini değerlerini temelden sarstığı" gerekçesi ile İran'da ki idamların nitelik açısından zerre farkının olduğunu iddia edebilir? Yok, çünkü açılan yollar, örülen taşlar aynı zihniyetin atölyesinden çıkıyor. Kapitalist modernitenin yürütücülerine itilebilen, sürülebilen, kul olacak, yönetilebilen toplumlar gerekiyor.
Son olarak dikkat çekmek istediğim bir konu da Kobanê davasının Sincan'da görülmesi. Bu konu kendi içinde 2 başlık barındırıyor:
1) Ankara Türkiye'nin başkenti ve 'teröristler' burada yargılanır. 
2) Mahkemenin Kobanî olaylarının yoğun anlamda yaşandığı herhangi bir şehirde değil de telafuzda Sincar'a benzeyen Sincan'da yapılması. 
Dîyanet, Sîncar'da yaşanan Êzidî soykırım gününde Kobanî davasına Sincan'da müdahil oldu. Sanırım burada verilen mesajı hepimiz anlamışızdır. 
Gelen tehlike Türkçü ideoloji dışındaki halklar ve İslam dışı diğer inançlar açısından büyük ve bu anlaşılmalıdır.
04.08.2023
Mehmet Serhat Polatsoy