Tarihte egemenler kölelere, sahte kurtuluş umudu olarak Din'i, Dinleri sunarlardı.
Köleler,
umutsuz kölelik yapamazlardı. Onların da bir umut hakkı olmalıydı ve kölelere
dinler pazarlanırdı. Köleler, an itibariyle köleyim ama Din'e bağlanırsam öte
dünyada özgür olacam, diye düşünüyorlardı. Din bağlayıcı ve itici bir güç
halini aldı. Çünkü an içinde yaşanan cehennem, öte dünyada mükafat olarak
karşılığını, cennet hayalinde bulacaktı.
Kölelerin,
çaresizliği nedeniyle zihin dünyaları böyle şekilleniyordu; köleci dönem kısmen,
böyle bir dönemdi.
Din ile
sahte bir özgürlük vaat edilirdi. Günümüze bakıldığında, geçmişte Dinler
kendilerini birazda köleler üzerinden var etti dersek pek, yanılmış sayılmayacağız.
Bugün de
böyle! İktidara hakim olan cephe baskı-zor politikaları ile topluma, mutlak
köleliği dayattı ve bunu, bir kültür haline getirdi. Herkes yaşamını kölelik
ilkeleri üzerine bina etti. Öyle ki bunun toplumsal ve hukuksal normları dahi
oldu. Bir yandan kölelik kurumu inşa edilirken diğer yandan direniş ruhuna
sahip tüm çevreler sindirilmek istendi. Baskı-zor, direnen kesimlere katmerli uygulandı.
Komplolar veya üretilen suçlarla gözaltı, tutuklamalar, amaca ulaşmak için yer
yer katliamlarla taçlandırıldı.
AKP-MHP
iktidarı için, köleci toplumu yaratan cephe diyebiliriz. Kılıçdaroğlu'nun
temsil ettiği muhalefet için de, bir Din diyebiliriz. Kölelerin de bir hakkı
olduğunu söyleyen bir Din.
Kılıçdaroğlu
kendini bu dinin, cennetin anahtarını elinde bulunduran bir peygamberi gibi
görüyor. Tarihte egemenlerin kölelere bir din ile umut hakkı olarak sunduğu
cennet hayalini bu defa Kılıçdaroğlu, "ben vereceğim" üzerinden
sürdürüyor. Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinin genel analizine baktığımda, iki
sonuç çıkıyor:
1) Kılıçdaroğlu
açıklanan 4.200 asgari ücret rakamı için asgari ücretlilere, "Açıklanan
rakam iyi bir rakam, bizden de en fazla 4.500 rakamını görebilirsiniz"
demiş ve topluma da, "önümüzdeki dönem daha fazla zamlar yaşanacak" diyerek
ki burada da, ekonomik olarak çok şey beklemeyin uyarısını yapmıştı.
2) Özgürlüğü
elinden alınan Kürtlere karşı da Kılıçdaroğlu her seferinde, halkın öncüleri ve
savunucularını terörize ederek savaşın hız kesmeden yaşanacağını aktarıcı
açıklamalar yapıyor ki buradan, adalet, eşitlik ve özgürlükler anlamında bir
hayır olmayacağını anlayabiliyoruz.
Sözün özü egemenlerin
yeni sözcülüğüne soyunan Kılıçdaroğlu açıktan, "köleler, eski dönemin
değil, yeni dönemin köleleri olarak kalacak" diyor.
09.01.2022
Mehmet
Serhat Polatsoy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder