30 Aralık 2014 Salı

KDP’nin amacı nedir?

Kürt ulusal birliğine en fazla ihtiyaç duyulduğu böylesi bir dönemde KDP’nin KCK Eş Başkanı Sayın Cemil Bayık ve HDP Eş Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş üzerinden Sayın Öcalan’ın Demokratik Modernite sistemine olan öfkesi talihsiz olmadan da öte bir açıklama ile kusuldu. KDP’nin özellikle Şengal açıklaması bilim, felsefe, sosyoloji, psikoloji ve demografik olarak kabul edilebilir gibi değildir. Böylesi bir süreçte yaptığı açıklama duygusal anlamda ne Kürt birliğine, bilimsel anlamda da fizik ve metafiziğe hizmet etmeyen bir açıklamadır. Tabiri caizse delilere mal edilemeyecek olan bu açıklama iyiden iyiye hesap edilerek yapılmıştır diyebiliriz.

KDP bilmeyerek konuşmuyor! KDP’yi konuşturan cahillik değil Kapitalist Moderniteye olan bağlılıktır. Ancak KDP mesele ulusal birlik olunca zihniyetini ulusal birlik temelinde dönüştürebilmeli ve Kapitalizme olan bağlılığı Kürtler arası bir ortaklaşmanın, Kürt ulusal birliğinin önüne geçmemeli.

Maalesef ki KDP’nin ulusal birlik pratiği ile AKP’nin çözüm süreci söz ve eylemi benzerlik arz ediyor. Öyle ki bir yerde insan; “KDP ile AKP bu konuda ortaklaş(tırıl)mış mı” demeden edemiyor. KDP’nin pratiği ve son açıklamasından, “AKP nasıl mümkün olduğu kadar Öcalan’sız bir çözüm istiyorsa KDP de Öcalan’sız bir ulusal birlik istiyor” gibi bir sonuç çıkıyor.

KDP’nin yapmış olduğu açıklama KCK’siz bir toplantı ile olmuştur ve dolayısıyla korsandır. KDP, dünyada tüm Kürtlerin temsilcisi olduğu algısını yaratmak için her ne kadar sadece peşmergeye teşekkür etse de bütün dünya Öcalan felsefesiyle bileylenen gerillanın tüm Kürdistan topraklarında savaştığını, toprağı kanlarıyla suladıklarını iyi biliyor.

KDP açıklaması gerçeği ters yüz eden ve bununla birlikte PKK’yi ötekileştiricidir. Bu durum Türk devletinin geçmiş yıllarda PKK’ye; “sizler Kürt halkının temsilcileri değilsiniz, teröristsiniz” yaklaşımı kadar tehlikelidir.

Sayın Demirtaş, Bayık ve diğer PKK’li yöneticilerin Şengal’e özerklik açıklamaları Sayın Öcalan’ın Demokratik toplum paradigmasından bağımsız değildir. Dolayısıyla KDP’nin eleştiriyi aşan açıklaması da bir anlamda Êzîdîlerin özgürce inançlarını yaşamasına ve demokrasiye cephe almak oluyor.

Êzîdîlik ayrı bir inanç ve Êzîdîlere bugün 73. ferman yaşatılmak isteniyor. Hal böyleyken Êzîdîlerin inançlarını özgürce yaşamaları için kan ve şiddetten beslenen bir devlet organizasyonuna bağlanmaları gerekmediği gibi doğru da olmaz. Kürt güçleri Êzîdîleri çok düşünüyorsa bence tüm ihtiyaçlarını karşılarlar ve Şengal’in başlı başına bir model olmasına yardım ederler. DAİŞ ile amaçlanan Êzîdîliğin, yani Kürtlüğün, bozulmadan yaşayan kadim bir dinin, özünden uzaklaştırılması ve yok edilmesiydi. Êzîdîlerin bir yere bağlanmasından çok her anlamda güvenliklerinin alınması gerekmektedir. Neden KDP bu hakikati görmek istemiyor, doğrusu anlaşılmış değildir.

İçinden geçtiğimiz süreç, halk ve inançlar için fırsattır. Eğer halk ve inançlar böylesi bir süreçte özgürlüğün yol ve yöntemini bulamazlarsa bir yüzyıl daha kölelerden daha beter bir hayatı yaşayacaklar ki Êzîdî kadınlarımızın bugün bile köle pazarlarında satılmalarından anlayabiliyoruz. Kürtlerin geleceği köle pazarlarında satılıyor, KDP bunu neden anla(ya)mıyor?

Evet KDP sert bir açıklama yaptı ancak bu açıklama hiçbir şekilde Kürt birliğine hizmet etmedi aksine KCK’nin de dediği gibi böylesi bir süreçte “provokasyon oldu. Tam da ulusal birlik için kalpler yumuşamışken hem de KCK’nin olmadığı korsan bir toplantı ile duyurulan böylesi bir açıklamaya gerek yoktu çünkü kazanan Kürtler olmadı.
Nasıl AKP çözüm sürecini uzatmak ve Kürt halkını oyalamak istiyorsa, aynen KDP de bugün ki pratikleriyle Kürt ulusal birliği tesis sürecini uzatmak, kendi halkını oyalamak ve mümkünse kardeşleriyle bir araya gelmemek istiyor.
Dileriz ki KDP Kürt ulusal birliğini dinamitleyen bu tarz açıklamalarından vazgeçer, birliksizlik (!) için bahaneler üretmez ve ikinci İsmet İnönü rolüne bürünmez; çünkü KDP Kürt halkının yegâne temsilcisi değildir.

Umarım 2015 yılı Kürtler arası birliğin, baskılanan inanç ve halkların özgürlük ve barış yılı olur.

30.12.2014


2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. İçinden geçtiğimiz süreç, halk ve inançlar için fırsattır. Eğer halk ve inançlar böylesi bir süreçte özgürlüğün yol ve yöntemini bulamazlarsa bir yüzyıl daha kölelerden daha beter bir hayatı yaşayacaklar(bu sozunuzde sizi takdir ve tebrik ediyorum dogru tespit)

    YanıtlaSil