Sömürgeciler hiç olmadığı
kadar Kürt halkının hakları ve Kürdistan ülkesine karşı amansız bir mücadele
içerisindeler.
İlk işgal olan Akadların
Gotian (Kürdistan) ülkesini işgali ile başlayan dönemlerde bu kadar saldırı ve
iç ihanet yoktu. Kasr-ı Şirin ve Lozan’da da bu denli açıktan ve hiç çekinmeden
yapılan kirli ilişki ve ittifaklar görülmemişti.
Kapitalist moderniteye
teslim olan başta beyaz Kürtler olmak üzere, neredeyse Ortadoğu’daki paylaşımda
bir yer ve kazanım elde etmek isteyen tüm ülkeler, Özgür ve onurlu bir
Kürdistan’a, dolayısıyla Demokratik Modernite’ye karşılar.
Bir Kürdistan olsun da, ne
oluyorsa olsun; zaten işgal altında değil miyiz? Ha Türkiye, İran, Suriye,
Irak, ha da Amerika, ne fark eder diyerek Kapitalizmin hizmetinde olanlar
bilmelidirler ki insanlığa karşı büyük ihanet içerisindedirler.
Öcalan önderlikli Kuzey
Kürdistan özgürlük hareketi tüm insanlığa ve Kapitalist sistem yürütücülerine,
“her şeyin maddiyattan ibaret olmadığını’, yürütmüş oldukları 40 yıllık
mücadele ile gösterdiler. Bizler her şeyin maddiyat olmadığını, Öcalan’ın büyük
devrimsel çıkışından anladık.
Birey istediği kadar maddiyatla
bezeli bir yaşam sürsün, bu demek onun onurlu bir yaşam sürdüğü anlamını
doğurmuyor. Gün geliyor halkın karşısında Azrail kesilenler, ABD karşısında
el-pençe divan duruyorlar.
Özgürlük bu değil. Onur
kavramı böyle taşınmaz. Bir taraftan Bağımsız Kürdistan edebiyatı yapanlar,
diğer taraftan bir diğer Kürdistan hareketini bastırmaya, tasfiye ve
yanlızlaştırmaya çalışıyorsa, bunu yapanları eleştirmemek Hakikate sıkılmış bir
kurşundan başkası değildir.
Biz Sayın Öcalan’ın Güney
Kürdistan kişiliği hakkındaki değerlendirmelerini yıllarca okuyor ve biliyoruz.
Bu teslimiyetçi kişiliği sadece Öcalan’ın tespitlerinden değil, Güney Kürdistan
yönetiminin girmiş olduğu ve basına yansıyan kirli ilişkileri ve pratiklerinden
de görüyoruz.
Yıllardır toplanması
beklenen ‘Ulusal Konferans’ hangi devletlerin çıkarlarına kurban ediliyor?
Kürdistan hangi güçlere neden peşkeş çektiriliyor? Güney Kürdistan yönetimi
değil mi Kürt halkının Kürdistan için olan ulusal konferansına ABD ve TC‘li
yetkilileri çağıran? Ulusal konferans neden toplanamıyor? Biz Kürtler neden
gerçekleri göremiyoruz? Neden sessiz kalıyoruz?
Diyorlar ki; bu dönem
birlik ve beraberlik dönemidir. Hiçbir güç Kürt halkını birbirine düşüremez.
Kim ki Güney Kürdistan yönetimi ve Barzani’yi eleştirirse, o Kemalisttir, o
MİT’tir, o düşmandır. Doğrudur, kimse Kürt halkını birbirine düşürmemeli ancak
girdiği ilişkiler ile ve kendi örgüt çıkarlarını ve menfaatini önde tutarak
CIA, MOSSAD ve MİT ile hiç çekinmeden şimdi Rojeva Kurdistan’ın en büyük
temsilcisi olan PYD’yi tasfiye etmek isteyen kimdir.
İdeolojilerimiz farklı
olabilir. Bu demek birbirimize düşman olacağız demek olmuyor/olmamalı. Ancak
eleştiri kültürü neden yerleşemiyor zihinlerimize? Neden insanları
tabulaştırmaya çalışıyoruz? Yeri zamanı geldiğinde kendimizi en hakikatlisinden
bir yönetici olarak halklara lanse etmeyi biliyoruz. Peki Türk-İslamcıları gibi
neden Kürt-İslam iktidarcılığına oynayan ve hatta Mezhep savaşlarına zemin
sunan politika ve sahiplerine ses çıkarmıyoruz, neden eleştirmiyoruz? Bizi
alıkoyan nedir?
Güney Kürdistan yönetimi ve
Sayın Barzani, bugün hem Kuzey Kürdistan örgütü PKK ve hem de Batı Kürdistan
örgütü PYD’yi tasfiye etmek isteyen TC ve ABD ile kolkola girmiş ve aralıksız
bir şekilde toplantı üzerine toplantı gerçekleştiriyorsa bunun bir nedeni
vardır. Bizler neden Barzani’nin bu politikalarına ses çıkarmıyor ve üç
maymunları oynuyoruz?
Asıl bu politikalar değil
mi Kürt ve Kürdistan’ın başını ezecek ve onursuzlaştıracak? Bu politikalar
değil mi Birakujî’yi getirecek. Hani bizim bir Kürdistan aşkımız vardı? Böyle
mi Kürdistanı özgürleştireceğiz, böyle sessiz sedasız kalarak mı?
Ben buradan Sayın PKK’li
yetkililere çağrıda bulunmak istiyorum;
Güney Kürdistan yönetimi ve
Barzani ailesinin girmiş olduğu kirli ilişkilere böylesine cılız bir şekilde
tepki vermeniz Kürt ve Kürdistan’a hiçbir şey kazandırmaz. Amacınız demokratik
konfederalizm ise Barzani buna gelmiyor, siz ne yapsanız ne etseniz de
gelmiyor. Nasıl AKP ve Fettullah Gülen cemaatinin Kürdistan’da boy verip
filizlenmesine zemin sunulduysa şimdi de Barzani ailesinin tüm Kürdistana hakim
olmasına zemin sunuluyor. AKP’ye vermiş olduğunuz fırsatları Barzani’ye
vermeniz anlamsız olduğu kadar gereksizdir de.
Peki çözüm ne mi olmalıdır?
Tek çözüm Güney Kürdistan
yönetimini Kürdistan ulusal konferansına zorlamaktır. Kim kendi ailesel
çıkarlarını Kürdistan çıkarlarını kurban ediyorsa bu anında teşhir edilmeli ve
eleştirilmelidir. Halk hangi güçlerin onurlu Kürdistan’dan yana olduğunu
bilmelidir.
Biz Sayın Öcalan’dan sadece
‘hakikatin esnekliğini’ öğrenmedik; öğrendiğimiz bir başka şey de var ki; o da
Radikal Demokrasi, Radikalizmdir.
Barzani ailesinin bu
politikalarına sessiz kalmak ‘ne Kuantumik düşünce nede esneklik ve denge’ ile
açıklanamaz. Bu tavizden başkası değildir. Bu taviz ki Kürdistan’ın tamamını
Sömürgecilere, Kapitalist Moderniyete peşkeş çektiren bir taviz.
Artık anlayın, Erdoğan ve
AKP’nin dil ve üslubu ne ise Barzani ve Güney Kürdistan yönetiminin de dil ve
üslubu aynıdır. Halklara ve inançlara yaklaşımı aynıdır. AKP, Güney’de dile
gelmiştir. Bugün Fransa’da KNK üyesi Adem Uzun’un tutuklanması yetmedi mi? Bu
kirli ilişkiler ve ittifaklara sessiz kaldıkça aynı Kuzey’deki gibi tüm
dünyadaki Kürtlere karşı ‘siyasi soykırım operasyonları’ yapılacağını bilmiyor
musunuz?
Bugün komployu Avrupa zemininde
sürdürün güçlerin başında Fransa geldiği gibi, Ortadoğu’da da maalesef
Kürdistan’ın parçası olan Güney Kürdistan yönetimi geliyor.
Bunları biliyor musunuz? O
zaman ne duruyorsunuz? Harekete geçmek ve olumlu veya olmuşuz, yapıcı veya
yıkıcı eleştiri için daha neyi bekliyorsunuz? Arkanızda böylesine bir Bilge
insan, Güney Kürdistan ve Barzani ailesini çözmüş bir Önderlik, başta insanı
merkeze alan mükemmel bir paradigma, geniş halk desteği ve fedaileriniz varken
ne diye adım adım Erdoğan’laşan Barzani’yi teşhir etmiyorsunuz?
Hareketinizin hümanist
karekterli bir yapıya sahip olduğunu her vicdan sahibi insan biliyor. Bugüne
kadar yapmış olduğunuz tüm uyarıların iyi niyetli ve birlik temelinde olduğunu,
oldukça yapıcı eleştiriler getirdiğinizi, süreci çok dikkatlice yürütmeniz gerektiğini,
yanlış anlaşılmaya neden olmadan parça halkların birbirine düşmemesi ve
sömürgeci oyunlarına alet olmamak için direndiğinizi elbet çok iyi biliyorum.
Fakat, Unutmayın ki bu
sessizliğiniz AKP'nin elini Kuzey Kürdistan'da güçlendirdiği gibi bundan sonra
tüm Kürdistan parçalarında Aşiret mantığına sahip bir yönetimin de elini
güçlendirmesine sebep olabilir. Önceki tecrübelerinizden de biliyorsunuz ki bu "karşılık
bulmayan-bulacağı da gözlemlenmeyen- iyi niyetin gideceği yer, gelecekte
devrimci yapısı olmayan, teslimiyetçi, silik, bitik, verimsiz, mücadele
yeteneğini kaybetmiş, sorgulamadan uzak bir halk ve yozlaşmış ‘milliyetçi
akımın iktidarda olacağı ve Kürt-İslam anlayışının hâkim olacağı bir
Kürdistan’a neden olacaktır.
Bu yazıyı ister bir
duygusallık, ister tezcanlılık, ister sitem, isterseniz de hakikati haykıran
bir yazı şeklinde ele alıp yorumlayın.
10.10.2012
Mehmet Serhat Polatsoy
sizin bu iflah bulmaz; kürt özgürlüğüne,çıkarlarına,haklarına,kalkınması ve birlik bilincine'varoluşsal'uyanışına hizmetten çok engelleyici ve bulanıklaştırıcı kaypak anlayışınız hiçbir zaman kürde yarar sağlamamış sürekli zarar vermiştir...buda sizin (pkk)nın içinde veya zaten doğal anlayış olarak ergenekonvari/türksolu anlayışı ve uşaklığına varan pratiğiniz kürdün özgürleşmesini önlüyor..siz değilmisiniz nemenem olduğu belirsiz bir anlayışın sopası olarak güney kürdistanın oluşumuna,kazanımlarına engel olmanlar,kürdi bilinçlenmeyi ilkellik sayan türksolu atıkları...siz aslında aynı zamanda bir musibetsiniz de kürtlerin başına...ileride müslüman kürtler etkin olduğunda siz tc ile işbirlikçilik temeli eksenin de yine de ihanet içinde olursunuz..çünkü siz yurtsever değil dinazorsunuz anlayış olarak..bu kürtlük enerjisinin kötüye kullanılması kirliliklerin en çirkini olsa gerek...
YanıtlaSilartık hiç kimseye tapmama zamanımız gelmedimi okadar olgunlaşamadıkmı okadar ihanet tarihimiz den hiç mi ders alamıyoruz ne öcalana nede berzaniye tapmıyoruz . kürtler in çoğu sürü olsada azı artık sürü değil olmamalıyız . 4 ülke ve tüm dünya bize düşman iken şimdilik demokratik özerklik iyi bir çıkış gibi geli yor örnek süriye hiçte fena gitmiyor ama yanı sıra bakılınca neden berzani kerkükte ısrarcı olupta kazanıpta ayrılmadı çok büyük bir hata idi abd o bölgedeki en büyük destekçisinin elini nasılda bağladı federe değil çoktan özgür kürdistan parçası özgür abd bağımlısıda olsa bir ülke olmalı idi . :)) abd asla tek şıka pılan yapmaz . hiç bir kürt ne nedenle olursa olsun kardeşini öldürmemeli erdoğan şü sıralar tek politika olarak halkımın en yiğitleri gerillayı imha etme siyasetini guder iken berzaninin yaptığına saygı duymak bi yana nalet ile kınıyorum hasta lık bildirse idi . ama hadi o erdoğan hokabazlıklarına oda kandı ve açılım yapılacağına inandıda geldi diyelim hadi osmanlının kürdistanı işgalini över iken terk edip gidemez dide ee peki süriyeyi tc ye vermek te nerden çıkıyor süriye halkına onca yardım yapa bilecek ken böyle kolarını bağlamakta nerden çıkıyor .umarım 1 000 000 siyatçimiz olur 100 000 önderimiz olacak demokratik olgunluga ve siyasetçiliğe erer halkım ama tek biri bile kürdün özgürlüğünü ve kürdistanı satma adi ve alçaklığına düşmesin yeter ki
Sil