30 Eylül 2012 Pazar

Barzani: Kahrolsun PKK, dedi!



Sayınların sayını, enlerin eni, yücelerin yücesi Kek Mesut buyurmuşlar; Tüm Kürtler AKP ve Erdoğan’ı desteklesinler.
Yeter ki gölge etme Sayın Barzani, inan biz başka ihsan istemeyiz. Sen AKP ve Erdoğan’cığını desteklemeye devam et; düş yakamızdan.
Vay beee! Tüh!
Kürdistan ülkesi ve halkını paramparça eden sömürgeciler en sonunda bunu da yaptılar!
Neyi mi?
Damarlarının her yanında Kürt kanı dolaşan, geçmişte Saddam rejimine karşı kendisi ve ailesi ve halkıyla beraber savaşıp nice bedeller ödeyen bir Kürt oğlu Kürt olan Sayın Mesut Barzani’yi en sonunda Türkleştirdiler.
Hem de ne Türk!
Kürt oğlu Kürt’ten Türk oğlu Türk’e dönüşen bir serüven.
Adına filmler çekilmesi, diziler yapılması gereken bir Kürt’ten bozma Türk.
Senaryosu ABD tarafından çizilen Kürt asıllı ama faşist Türk karakterli bir oyuncunun destansı hikayesi.
Ultraların en ultrası bir Türk ki, en azılısından bir faşist.
Ağzından kan damlayan, salyalarını Kürt kızlarının üzerine akıtıp taciz ve tecavüz eden.
Öyle bir Türk ki, Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ı bir buçuk yıla yakındır tecrit altında tutan
Öyle bir Türk ki, on binlerce Kürt siyasetçi, yönetici, belediye başkanı, milletvekili ve halkı zindanlara doluşturan.
Öyle bir Türk ki, Ceylan, Enes, Uğur, Şerzan ve Aydınları paramparça eden, arkadan hançerleyen, tek mermi ile enselerinden vuran.
Öyle bir Türk ki Roboski katliamının faili olan.
O öyle bir Türk ki yaptıklarından dolayı bir Türk’ü bile utandıran.
Bugün 30.Eylül.2012
Bu tarih Kürt halkının alnında bir kara leke olarak tarih sayfalarına geçecek ve utançla anılacaktır.
Bugün Kürt halkı belki de tarihinde ender rastladığı imha ve inkar politikalarıyla iktidarını devam ettiren bir Türk hükümetinin partisi olan AKP kongresini izledi ve o kongre de Kürt halkına kan kusturan, kundaktaki bebeklerimizi kan revan içerisinde bırakan bir Türk başbakanının sözlerine kulak kabarttı.
Kongre konuşmasını yapmak üzere sahneye parti lideri ve Türk Başbakanı Erdoğan çıktı ve konuşmasına başladı.
Türk Başbakanı Erdoğan konuştukça salondaki izleyiciler avuçları patlarcasına dek alkışladılar. Onu alkışlayanlar arasında Kürt halkının utanç abidesi de vardı.
Kim miydi o?
Tabi ki Sayınların en sayını Mesut Barzani.
Kek Mesut. Kürt Mesut. Anlı şanlı Mesut. Peşmerge Mesut. Saddam’ı deviren büyük Mesut.  Ha bir de Bağımsız Kürdistan’ı kuracağım diyen sözüm ona Kürt lider Mesut.
Hiçbir terbiye ve ahlak sınırının olamayacağı bir üslupla avazım çıktığı kadar bağırıyorum;
Heeeey HAİN Mesut.
Bir Türk şövenistinden daha şövenist Mesut.
Erdoğan teröristler, salondakiler de kahrolsun PKK derken, alkış tutan Mesut.
Kahrolsun PKK diyen Mesut.
AKP kongresine katılmakla en büyük katliamlara imza atan sen ‘Kürt’ Mesut.
Yine beni haklı çıkardın ya işte ona yanarım.
Hani artık brakuji olmayacak diyordun ve ben sana; yalan söylüyorsun Kürt kanı dökeceksin ama peşmergeler eli ile değil, AKP ‘ye destek vererek Kürt kanı dökeceksin, diyordum ya, maalesef ki yine haklı çıkardın beni.
Ey Mesut Barzani.
Yoksa kimyasal Nejdet diye sandığımız bombaları sen mi gerillalara solutmuş ve katletmiştin?
Yoksa o geçenlerde onlarca askerin gerilla cesetleriyle çektirdiği fotoyu çeken kişi sen miydin?
Evet evet.
Ey Kürt ve Kürdistan halkı, HAKİKAT diyor ki;
İsteyerek ve bilerek AKP kongresine katılan Kürt asıllı Türk faşisti Mesut Barzani, bugünden sonra dökülecek tek bir damla dahi kan ve gözyaşından sorumlu olacaktır. AKP kongresine katılmakla Barzani Kahrolsun PKK, kahrolsun Kürt ve Kürdistan özgürlük mücadelesi, yaşasın Barzani Ailesi demiştir.
Sayın Barzani birde hangi çizgide olduğunu ilan etmiş ve “Yaşasın Kapitalist Modernite”, Kahrolsun Demokratik Modernite, demiştir.
Sayın Mesut Barzani’nin tez elden hatasından dönüp tüm Kürt ve Kürdistan halkından özür dilemesi gerektiği inancındayım. Tüm bunlara rağmen kendisine karşı umudum henüz bitmiş değil; hatasından dönene kadar kendisi benim nazarımda bir Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak, Kenan Evren, Esat Oktay, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Mehmet Metiner, Kemal Burkay, İbrahim Güçlü, Ümit Fırat, Mushin Kızılkaya, Orhan Miroğlu ve Tayyip Erdoğan’dan farksız olacaktır.
Bu yazıyı okuyan her bir Kürt bireyinden kullandığım dil, üslup ve tarzdan dolayı defalarca ama defalarca özür diliyorum. Lütfen bunu bir duygusal tepki olarak ele alsın ve öyle yorumlasınlar.
Ne yapayım Hakikat böyle diyor ve esneklik ise sadece ona şans tanıyor.
30.09.2012
Mehmet Serhat Polatsoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder