20 Ağustos 2011 Cumartesi

Erdoğan'ın Soykırım Planı, Çiller'i Aşıyor

Kişi, kendisi için güzel şeylerin olmasını istediği zaman, aklından geçenleri yaşamak, görmek, duymak ve hissetmek ister. Onun için olumsuz olan hiçbir şekilde aklına gelmez, ya da getirmek istemez. Bunun nedeni, arzu edilenin, kişinin mevcut ruh hali için en uygunu olduğundan ileri gelmesindendir. Bir iyilik olacaksa en iyisi olmalı, olacaksa da kötülük, en az zarar ile atlatılanı olmalı diye düşler insan…
Kürd halkı da aynen öyle. Ancak gördüğü iyilik ve kötülüğü hatırlar. PKK hareketinin doğuşundan bu yana sömürgeci devlet tarafından özgürlük hareketine en ağır yönelim Çiller döneminde olduğundan, eskiyi hatırlayamaz; Çiller’in İsmet İnönü’den ders aldığını unutur. Sanırım 90’lı yıllarda da Çiller, İnönü’ye benzetilmişti. Şimdi de Erdoğan, Çiller’e benzetiliyor. Ben bunun eksik bir tespit olduğunu söylemek istiyorum. Erdoğan, ne Çiller’e ne İnönü’ye benzemiyor; Erdoğan, tüm bunların tamamlayıcısı olarak görünüyor ve sömürgecinin de ta kendisidir. Görünüşte bir insan, ancak bu sömürgeci, insan değil.
Kürd halkı yeni bir soykırım ile yüz yüze ve dünya sessiz. Tıpkı diğer isyan ve direnişlerde olduğu gibi son PKK direnişinde de görüldü ki, dünyanın gözünde Kürdün zerre kadar dahi önemi yok. Varsa yoksa Su ve Petrol.
PKK hareketinin çıkışından bu yana 20, Türkiye kuruldu kurulalı da 35 Türk hükümeti gelmiş ve bu 35’i de Kürdü imha etmek için tüm imkânlarını seferber etmişlerdir.  Çünkü her gelen devletin ta kendisi ve sömürgeciydi.
Ondan dolayı (şaki veya eşkıyalar müşkilesinden kurtulacağız diyen)İsmet İnönü’nün, Mustafa Kemal’den,
Turgut Özal’ın, (kürdüm diyenin yüzüne tükürün diyen)Cemal Gürsel’den,
(tek diye tekleyen)Erdoğan’ın, (ya bitecek, ya bitecek diyen)Çiller’den hiç mi hiç farkı yoktur.
Zamanın konjonktürel yapısı nedeniyle Kürd halkı toptan yok edilemedi. Yoksa imkânlar el verseydi, Kürdün “K” si dahi kalmayacaktı. Bunun yerine Dersim, Zilan ve 90’larda halk, sindirilmek istenmiş, ancak tüm bunlara rağmen Kürd ayakta ve onurluca mücadelesini sürdürmeye devam etmiştir.
Yıl 1923 Türkiye Cumhuriyetinin ilanı
Yıl 2023 ise, Ilımlı İslam Cumhuriyetinin ilanı olacak.
Her ikisinin de arasında 100 yıl var. Sömürgeci için yeni bir devletin kurulması ve var olanın yenilenmesi için en uygun zaman. Yani önümüzdeki 12 yıl Kürd halkı için oldukça sancılı ve bol katliamlı geçecek.
AKP’nin, üzerine seçim kampanyaları düzenlediği 2023 yılı, ABD tarafından bahşedilmiş yeni bir krallıktır. Erdoğan’a verilen;  Sınırlar ile sıfır sorun görevidir. Bu görevden de anlaşılacağı gibi Türkiye yeni ideoloji ve yeni anlayışla önümüzdeki en az 12 yıl Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya ABD eliyle hükmedecektir. Türkiye’nin hiçbir sınır ülke ile problemi olmamasındaki neden, ilk başlarda Kürdistan’ı tamamıyla kontrol etmek ve verilen görev dört parça Kürdistan’ın dâhil olduğu ülkelerin kontrolüdür.
Türkiye 1923 yılında taze bir cumhuriyetti. Bu cumhuriyet ilan edilir edilmez, taciz ve tecavüzlerle karşılaştı ve düşürülmüş bir kadına dönüştü; çünkü karşısındaki İngiltere, erkekti. Erkek ne derse kadın onu yapmalıydı ve Erkek galip geldi. İngiltere karşısında fahişeleşen zihniyet, Kürdü de fahişeleştirmek istedi ki Dersimler, Zilanlar ve 90’lı yıllar yaşattırıldı. Ama olmadı. PKK önderlikli Kürdistan özgürlük hareketini fahişeleştiremediler.
Üç gündür Kandil üzerine yağan bombalar, bir halkı tümden yok etmenin planlarıdır. Zehirli gazların kullanımı için de bir uyarıdır. Şimdi Kuzey, Doğu ve Güney Kürdistan dağlarıyla Türkiye ve Kürdistan şehirlerindeki yoğun gözaltı ve ev baskınları, özgürlük hareketinin elini kolunu bağlamak ve işlevsiz kılmak içindir. Deyim yerindeyse onuru elinden alınmış kadın kılığına koymak istemektedirler.
Kürd halkı sömürgeci zihniyetin bu tarz yönelimleriyle yeni tanışmadı. TC kuruldu kurulalı hükümet kuran 35 Başbakan da, imha ve inkârı derinleştirdi. Erdoğan’ın bu yönelimi öyle sanıldığı gibi Çiller vari bir yönelim değil, Dersim kasabı İsmet İnönü’yü de aşan bir zihniyettir. Giriş bölümünde de değindiğim gibi; kişi zarar gelse de en azını veya tanıdığı zararı görmek ister, tanımadığı ve uygulanmadığı bir acıyı aklına bile getirmek istemez. Ondan dolayı Erdoğan’a Çiller benzetmesi yapılıyor. Yoksa İnönü’yle Özal’ın, Çiller ile Erdoğan’ın arasında bir fark yoktur. Tek fark zaman farkıdır; mekân da aynıdır. Kürd neden Erdoğan için Çiller benzetmesi yapıyor? Çünkü onların zulmünü görmüş ve hala ayaktadır da ondan. Yani gelecekse de zulümler bunlar gibi olmalı ve bizler hala ayakta olmalıyız mantığı hep ön plandadır. Dedim ya, kişi kendisi için en iyisini ister ve olacaksa da yıkımlar, en hafif atlatılanını düşler. Çünkü bunlar yaşanmış katliamlardır. Biliniyor. Hiç kimse Çiller’i ve Dersim’i aşacak bir katliamdan ve benzetmeden söz etmedi, etmiyor.
Öyle görünüyor ki bu sefer, ne Ecevit, Çiller, Özal gibi olacak, nede Süleyman Demirel ve İsmet İnönü gibi. Erdoğan krallığında İslam ile de süslenmiş yönetim, Kürd için bu güne kadar görülmemiş, akla hayale sığmayan, mantık kabul etmeyecek yönelimleri Kürd halkına karşı uygulayacak.
1923 cumhuriyetin ilanı
2023 Ilımlı İslam’ın ilanı
1923 İsmet İnönü devir teslim
2003 Recep Tayyip Erdoğan devir teslim
1925-1945 İngiltere-ABD devir teslim
2023 ABD-İngiltere devir teslim
Şuanda Kürdün üzerine bomba yağdıran ne Erdoğan, Çiller nede İsmet İnönü zihniyeti değildir. Yukarıda değindiğim tüm tehlikeler, eğer HPG ve Ölümsüzler Taburu yetersiz kalırsa, Tanrılaşan bu sömürgeci zihniyet tarafından gerçekleştirilecektir. Dahası Dersim katliamından kat be kat büyüklükte bir soykırımı planlıyor ve uygulamaya koyacak, yine hiçbir yerde görülmeyen yüksek teknoloji ile bunu deneyeceklerdir. Nasıl 1923 TC ilanıyla sorunsuz bir Türkiye istendi ve katliamlar gerçekleştirildiyse, işte 2023 yılına kadar da, Yeni Türkiye, sorunsuz hale getirilip ikinci defa ABD ve (güneşi batmayan ülke) İngiltere'ye teslim edilecek; tıpkı 1925'te İngiltere'ye ve 1945’te ABD’ye teslim edildiği gibi.
20.08.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder