6 Ağustos 2011 Cumartesi

AKP'nin Sosyal(art)ist'i Burkay


NSA’yı bilir misiniz? İstihbari konularda uzman olanlar veya az biraz araştırma yapanlar, bilirler. Ya da ABD’nin bu her türlü istihbarat gücünü yürüten ve hepsinin üzerinde olan bu kuruluşu, yine bu kuruluşun içerisinde yer alanlar daha iyi bilirler. Yani NSA ajanları…
*
32 yıl aradan sonra Türkiye’ye dönen Kemal Burkay havaalanında PSK’liler ve Genel Başkan düzeyinde bir grup HAK-PAR’lılarca karşılandı. Kemal Burkay’ı karşılayanlar arasında Vali yardımcısı ve Burkay’a tahsis edilen dört koruma da vardı. Yani Burkay, Türk devleti tarafından yarı resmi bir karşılamayla Vatanım dediği Türkiye’sine döndü. Tüm PKK karşıtlarının gözü aydın.
Burkay, Türkiye’ye gelmeden önceki aylardaki görüşünü, havaalanında ve çıktığı programlarda da aynen dile getirdi. Uçakta eline Zaman gazetesi verilen Burkay, öyle görünüyor ki önceden planlanmış bir konsepte ve programlanmış bir ateşleyici devresine dahil olmak için geldi.
Daha önce Kürd haini Metiner ve Miroğlu için koruma tahsis eden Türk devleti neden Burkay’a da koruma verdi sorucu, can alıcıdır Birincisi Burkay, ya bir yerlerden tehdit almış, ya Türk devleti kendi kendine güvenmiyor, ya da Burkay “oldukça önemli biri”. Eğer tehdit almış veya Türk devleti tarafından vurulmak isteniyorsa Burkay’ın kurtuluşu yoktur. Yok eğer bunlar değil de, dediğim gibi “önemli biriyse”, Burkay’ın kimlerle bağlantısı var? Bu ve buna benzer birçok soru sorulabilir.
Burkay’ın, PKK silahları bıraksın tarzındaki “Deli saçması” söylemlerine girmeye gerek yok. Ona, acı, kan, gözyaşı, sürgün ve katliamlarla adı anılan Kürdistan’ın makus talihinin tarihini anlatmaya da gerek yok. Kendisi bizlerden kat be kat bilgili ve yaşı itibariyle de görmüş geçirmiş! Gerillalar olmasaydı, “ bir kedim bile yok “ şiirini yazacak vakit ve ruh dahi bulamayacağını bilen Burkay, neden böyle bir şey söyler, bilmeyenler anlayamaz.
AKP neden Burkay’a Türkiye’ye dönüş izni verdi de, diğer Kürd aydınlarımıza vermedi? AKP, PKK ile zaman zaman sorunları olan, görüş ayrılığına giren birçok aydın bulabilirdi. Hem geçmişte, hem yazılarında PKK’de olmuş ve eleştirmiş birçok aydınımız var, hala varlar. Peki AKP neden illa Kemal Burkay’ı seçip getirdi? Burkay’ın vizyonu mu geniş, kitlesi mi çok, fan kulüpleri mi var. Nedir onu bu kadar önemli kılan? Yoksa Burkay sinemaya atıldı ve gişe rekorları kırıyor da haberimiz mi yok. Artist mi oldu? Öyle film artisti gibi de durmuyor, demek ki önceden programlanmış bir saatli bomba düzeneği gibi vaktini bekledi ve bunun sonucunda da bir siyaset artisti oldu çıktı. Dmek bütün ilgi bundanmış. Hem biliniyor, bir yerde sömürgeci sistemin pençesine düşen bir fahişede artistlik yapabiliyor. Tıpkı bir ressamın artistik dokunuşlarla tuvale vuruşları gibi Burkay da otuz yıl sonrasına göre ayarlanmış ve Kürt sorununa sömürgeci vuruşlar için gelmiş.
Demek ki sömürgeci için görüş ayrılığı önemli değilmiş. Bizim şimdilik bilmediğimiz belki elli yıl sonra herkesin öğreneceği farklı şeyler vardır da, Burkay ondan seçilmiştir, kim bilir!
Bildiğimiz kadarıyla Burkay Sosyalist bir düşünceye sahip. Bir Sosyalistin AKP ile ne işi olabilir, gelin siz çözün. Eğer AKP ile senin görüşlerin örtüşmüyor ve anlaşamıyorsanız, öyleyse onun kanatları altında ne işin var? Yok eğer sen Sosyalist değilsen, neden bu güne kadar yazı ve konuşmalarında sosyalizmi anlattın, diye bir soru sorulabilir, kendisine.
Sosyalizm bir insanı, sömürgeci sistemin dayattığı bencil bireysel yaşam tarzından kurtarabilen öğretidir. Kapitalist modernitenin Liberalizm dinine karşı, Ahlak ve Politik toplumun dini Hakikat, siyasi fahişelik ve artistliğin önünü alan bir inanç sistemidir. Bu sistemde CIA, SIS, MOSSAD, DIA, MİT ve diğerlerine hizmet yoktur, yalnız ve yalnız kendini halkına adamak vardır. Sosyalist sistem artistliği icra etmiyor, bunu icra eden yerler ve sistemlerde de ahlak yoktur. İnsan kişiliğinde iki ayak vardır; Biri ideolojik, diğeri askeridir. Bir kişi düşünceleriyle ya ideolojik alanda etkin ve yetkinleşir ya da askeri alanda komutanlaşır. Şiirler yazarak, siyasi fahişelik ve artistlik yapmak, insan olma kıstasındaki bu ayakları kişiye vermediği gibi, halkının kurtuluşu için bedel verenlere bulaşmak, kişideki onuru ve şerefi de alıp götürüyor. Sosyalizm bir sanatsa, bunu icra eden kişinin sanatın başka bir dalına geçişi ya mevcut halini öteler ve unutturur, ya da yeni diye gördüğümüz eski sanatına adapte ettirir.
Eğer Burkay’ın sosyalizm anlayışı AKP’nin anlayışıyla örtüşüyorsa, halk için vicdanla kararlar alabilen özgür insanın tarifi nerede? AKP’nin katliamcı yanına karşı, Sosyalizmin masumane yüzünü uzatmak niye? Güzel insan, hakikati özümsemiş insandır. Dolayısıyla Sosyalizm, güzel vicdanı olan insanların taşıyabileceği bir yaşam sanatıdır. Kişi sosyalizm sanatını en ince ayrıntısına kadar bilmeli, içselleştirmeli ve yaşamsallaştırmalıdır. Bunun aksi sosyalist kimlikli bireyler Sosyal Artistikten başka bir şey yapamazlar, çünkü çok yıllar öncesinden programlanmışlardır!
*
Sayın Öcalan ve PKK tarafından alçak olarak nitelendirilen Osman-Botan ikilisi, 2004 yılında ABD’nin CIA ve DIA askeri ve siyasi istihbarat örgütüyle görüşerek, yaklaşık bine yakın savaşçı ile PKK’den ayrılmıştı. Osman görevini tamamladıktan sonra bir Türk ajansına açıklamalarda bulunmuş ve: Biz devletten bir girişim bekliyoruz ve dönüp barışa hizmet etmek isteriz demişti. Osman, aynı açıklamasında Muhafazakar Demokrat Kürt partisi kurmak istiyorum ve DTP’yi de 2 yılda bitiririm demişti. Peki Burkay ne dedi: Kürtler bu çağda tek partili olamaz… Gel de deli saçması açıklamaya deli olma. Sanki kurtuluş sağlanmışta BDP, DTK veya PKK krallık ilan etmiş gibi bir yaklaşımla bu saçmalıklar dile getiriliyor. Gel katıl DTK’ya, kurtuluşunu sağla partini kur ve kendi ülkende seçimlere gir. Size karışan mı var? Nitekim DTK, Burkay’ı halkına hizmet etmesi için bünyesine çağırdı. Tek parti olmazmış, sen eğer birleşip düşmana karşı cephe oluşturmasan, ayrı ayrı parçalarla mücadele etmeye çalışsan veya öyle bir görüntü versen, sana para, diğerine şan, şöhret verip sizi fahişeleştirmez mi? Şimdi görünen tabloya bakılırsa, Osman’da, Burkay’da aynı şeylerden bahsediyorlar. Kürtler için ikinci parti diyorlar. Bunu da bizleri tartıştırmak için yapıyorlar. Onlar mı yapıyor? Hayır. Tam anlamıyla NSA tezgahlarında üretilen beyin sulandırma oyunundan başkası değil bu.
Burada Burkay ile Osman’ı anlamak için onların özelliklerini ortaya sermemiz gerekiyor. Osman’ın en önemli özelliği PKK’li ve sonradan olan Kürd halkına ihaneti, Burkay’ın durumu da çıkışından bu yana olan anlamsız görüşleridir. Anlamsız derken, partisinin Sosyalizm ve Kürdistani değerlerine bir şey demiyorum. Ancak bu isimleri kullanarak bir yerlere gelmişse (zaten bugün ki durumu ortadadır) ki demektir ki AKP’nin kanatları altına girmesi yaşantısını anlamsızlaştırıyor. Hem Osman hem de Burkay’ın öyle PKK karşıtlığından dolayı, ABD veya AKP ile direkt veya dolaylı ilişkiye girmesi söz konusu değildir. Altında yatan nedenler daha farklı ve korkunçtur.
ABD, İran ve Türkiye’nin ortak düzenlediği Kandil işgal girişiminin, Kimyasal Özel’in Kürt halkına bir tehdit mesajı olarak Genel Kurmay Başkanlığına getirilmesinin ve Kemal Burkay’ın yine böylesi bir süreçte getirilmesinin anlamı çok daha büyük ve bir başka yazı konusudur.
Her gün, her an Kürdistan coğrafyası yeni işgal planlarıyla sarsılıyorken, gerillaların üzerine bombalar yağdırılıp, ciğerimiz ormanlarımız yakılıyorken, Kürdistan dağları canlıdan arındırılmak isteniyorken, ne olduğu bence malum, halkça belli olmayan birisinin sömürgecilerce yaratılmak istenen suni “boşluğu” doldurmaya çalışması kabul edilebilir değil. AKP ve basını tarafından böylesine şaşaalı bir şekilde karşılanmasını, barışçıl yeteneğe sahip olduğuna bağlayanlar oluyormuş. Burkay, sosyalizmin hangi gereğine göre davranmış veya ilişki geliştirmiş ki, yeteneğinin karşılığını alsın.
Birde Burkay’a bir soru sormak gerek; Neden tamda içi boş demokratik açılım sürecinde partinin başından ayrıldın? Geldiğinden beri neden tek kelime Kürdistan kelimesini kullanmadın? Yoksa sizde Erdoğan’ın milli görüş gömleğini çıkardığı gibi, sosyalizm ve Kürdistan gömleğinizi mi çıkardınız? Çıkardınız da ne giydiniz? Bu ve buna benzer daha birçok soru sorulabilir, ancak benim açımdan bu şahsın görevi bilinmekte olduğu için daha fazla soru sorma gereği duymuyorum.
İlginç değil mi Burkay’ın İran’ın Kandil işgal girişimine karşı ses çıkarmaması?
Yok yok, biz Burkay’ın peşine fazla düşmeyelim. O görevini en güzel şekilde otuz yıl yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Dün ile şimdinin tek farkı, hücresinden çıkıp toplumun içerisine karışmak oldu. Ha birde Artistlik sanatına AKP ile başlaması. Öyle görünüyor ki Kemal Burkay, AKP’nin sosyal(art)istliğine soyunmuş ve Osman’ın yapamadığını yapmaya çalışacak. Birçoğumuz NSA’yı tanımayız. Birçoğumuzda CIA, DIA, MOSSAD, SIS, MI6 ve MİT’in asli görevlerini bilmeyiz. Ancak emin olun, PKK’nin karşısında yer alan her bir kişi, parti, kurum ve kuruluş, bu istihbarat örgütlerinin hepsini biliyorlar.
Belki şimdi değil ama ileride Kemal Burkay için de hain denilecek. Yaşı yeter mi, yetmez mi bilmiyorum ama belki bin yıl ak saçlı Dêrsimli bu adamın ismi söylenecek. Kimse yazık, bir Kürt daha sömürgecilere teslim oldu demeyecek; O yalnızca görevini yapıyordu diyecekler. Şıvan, Kızılkaya, Fırat, Metiner ve Miroğlu’nun isimleri dahi AKP’nin Sosyal(art)isti Kemal Burkay’dan önce silinebilir.
Ancak tüm çelme oyunları ve ayak diremelere rağmen PKK önderlilkli Kürdistan özgürlük hereketinin geldiği noktayı ve kazanımlarını büyük bir heyecanla izliyoruz. Onca ihanet, kalleşlik ve alçaklığa rağmen Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi, yoluna emin adımlarla devam ediyor ve Kürd, Kürdistan özgürlüğü için son ve onurlu savaşa hazırlık yapıyor. Burkay ve diğerleri eğer AKP’nin Sosyal(art)ist, Liberal ve Muhafazakarları değillerse, halkın içinde yer almaları, saflarını netleştirmeleri ve onurluca halkına hizmet etmeleri gerekmektedir.
06.08.2011
mehmet_serhat_polatsoy@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder