4 Ekim 2011 Salı

Kürd basını ve yazarları; Önder Öcalan nerede, bir soran ve bileniniz var mı?

Çok uzun yoldan gitmeye ve tarihsel belgeleri her yazıya taşımaya gerek yoktur.
İngiltere değil mi son dört yüzyıldır dünya üzerindeki paylaşım kararlarında söz sahibi olan.
ABD değil mi ki İngiltere’den aldığı rol ile Kâinatın Tanrılığını oynayan ve dolayısıyla yetmiş yıldır Türkiye’yi yöneten.
Türkiye değil midir, kuruluşundan bu yana kendi ve diğer halklarını onursuzlaştıran, ajanlaştıran ve köleleştiren.
Yine Türkiye değil midir, Kürdistan coğrafyasını tar umar eden.
TC’nin kuruluşundaki Kemalist sistem değil miydi ki Kürdü soykırım kıskacında tutan, katliamlarla inim inim inleten… Ve şimdi ‘fetullahizm’ değil mi ki katliam ve tutuklamalarla psikolojik savaş yürüterek korku duvarlarını okyanus ötesine taşıyan.
Fark ediyor mu TC’yi İnönü, Demirel, Özal, Çiller ve Erdoğan’ın yönetmesi.
Koçgiri’de, Dersim’de, Zilan’da ve Amed’de aynı değil miydi, Kürdün önderleri ve halkını katleden sistem.
Kürd değil mi 90’larda Kürdistan’da “ölüm ensede” dolaşan… Ve şimdi değil mi “kelepçe kolda” yürütülen.
Her bir Kürd değil mi gece evine giderken, “yolda mı gözaltına alınacağım, yoksa yatağımda uyurken mi, diye bütün bir gününü, gecesini korkuyla geçiren.
Sömürgeci sistem değil mi Kürdün onur ve şerefini teslim almaya çalışan.
Kürd halkının ezici bir çoğunluğunun onur ve şerefi değil mi, Sayın Abdullah Öcalan.
Peki nerede ve ne yapıyor Önder Öcalan, bir bilenimiz var mı?
Değil mi sömürgeci sistemin kuklası, devletçiğinin Türkiye ayağı Erdoğan
Erdoğan değil miydi, Önder Öcalan için “ ben olsam asardım “ diyen.
69 gündür tek bir haber dahi alınamazken Önder Öcalan’dan, nedir bu ölüm sessizliğimiz.
Öcalan benim önderim değil ve umurumda da değil ama ben Kürdistan’ın bağımsızlığını savunuyorum diyen zavallılar, sizler Önder Öcalan’ın “ölümsüzler taburu” olmadan tek bir nefes dahi alabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Ya da Önder Öcalan’ın öğretisini benimsiyorum ve Öcalan’sız bir Kürdistan istemiyorum diyenlerimiz,
Sizler, bizler 69 gündür önder Öcalan için dolu dolu kaç tane yazı yazdık.
Hani yazarın ve gazetecinin, araştırmacı, sorgulayıcı, takip edici ve teşhir edici yanı, nerede?
Bir yazar arkadaş veya sömürgeci sistem tarafından katledilerek sayısı bir milyon kalan bir halk için paylaşım sitelerinde imza kampanyası açmasını ve desteklemesini biliyoruz da, neden Koskoca bir halkın büyük çoğunluğunun önderi olan Sayın Öcalan için bir şeyler yapmıyoruz.
Anladık, konuşamıyoruz ve dillerimizi lal eylemişiz, yahu klavyelerimizin tuşlarına ne dert gelmiş?
Bir bakalım son iki aydaki yazılara, kaç yazı Önder Öcalan’ı işledi? Kaçımız ‘Öcalan’dan haber alınamıyor’ diye başlıklar attık?
Koskoca yazılar arasına sıkıştırılacak bir kişiden değil, 69 gündür haber alınamayan bir halkın önderinden bahsediyorum.
Bizler ağzımızı, kulağımızı açmış çanak yalayıcıları ve sistem şakşakçıları faşist yazarların kaleminden dökülen sözcükler arasında Önder Öcalan’ı arıyoruz.
Belki o’nların haberi vardır, ya da belki o’nlar bir şeyler söyler de sömürgeci sistem insafa gelir ve böylelikle Öcalan’dan haber alıp yeni bir yazı kaleme alırız, diyoruz.
Alışmışız, yaşananlar üzerinden yazı ve haber yapmaya.
Neden yaşanılacağı ihtimal olanlar hakkında yazılar yazmıyor ve yeri göğü inletmiyoruz?
Yeri geldi mi bir komutan olup, gerillaya talimat yağdırmasını biliyoruz?
Yeri geldi mi de savaşta olabilecek yanlışlıklarda ve hatalarda komutanları suçlayabiliyoruz; ama kendimizi komutan yerine koyup, o gerillayı savaşa gönderdiğimizi unutuyor ve suçu kendimizde aramıyoruz.
Bir cümle Kürd basınından zavallı ve yemlerinin peşinde olanlarımız her iki elimizi alkış pozisyonunda tutmuş Önder Öcalan’ın ölümünü bekliyoruz, belki ispiyonculukla paramızın üzerine para katarız diyoruz, kimimiz de sus pus bir birimizin ağzına bakıyoruz.
Korkuyor muyuz?
Öyleyse ne değişti babam.
Kürdün dışında var mı direnen bir başka halk Dünya’da.
Geriye kalan her bir halk ve evladı değil mi, ırkından ve önderinden utanan.
Laz’ı, Çerkes’i, Arab’ı, Boşnak’ı, Ermeni’si değil mi Türk’üm diyen ve koşulsuz biat eden.
Bu zavallı ırklara ait yok mu profesör, akademisyen, aydın ve bilcümle yazar, çizer.
Varsa teslim alınmış zihinler ve kalemler, öyleyse neden düşer dururuz, zavallıların kalemlerinden dökülen anlamsız ve ruhsuz ve ahlaklı yaşamdan zerre kadar nasibini almamış yazılarının peşine. Düşeriz de, sonra bir güzel yorumlarız.
Sömürgecilerin ehlileştirdiği zavallıların kişilik yitirmesinden kaynaklı bir gün öyle bir gün böyle nane sêlê misali karmakarışık düşüncelerinden mi tanıyacağız sistemi.
Yeni ABD ajanı olduğu iddia edilen Ahmet Altan’ından mı Erdoğan’ı ve Zana ile Kürdü tanıyacağız, yoksa Hasan Cemal’inden mi Sayın Karayılan’ın ruh halini çözeceğiz.
Ya da eskinin ABD ajanı olduğu iddia edilen Özal’ın yardımcısı ve şimdi orta yerde duruyor görüntüsü çizen Çandar’dan mı anlayıp çözeceğiz Özerkliğin şifrelerini, yoksa Burkay’ın kırk yıllık dostu Oral Çalışlardan mı, ihanete giden Kürdü tanıyacağız.
Metiner, Kızılkaya, Fırat ve Miroğlu mu Kürde doğru yolu gösterecek, yoksa çanağını yaladıkları Erdoğan’ın mı “Müslüman kardeşlerim” sözüne aldanacağız.
Bunların hiç birisi değilse, anlamıyorum; Biz ne zaman kendimizi ve sömürgeciyi tanıyıp hakikat yoluna gireceğiz.
Bakıyorum da Sömürgeci yönlendirme, faşist çizo vizoların kalemlerini takip etmeyle Kürdistan hainlerinin düştükleri rezilce yaşamı izlemekten başka bir şey yapmıyoruz.
Bunlara ayıracağımız zamanı, neden Kürd Halk Önderinin habersizliğine ayırmıyoruz.
Yoksa bizde zerre kadar vicdan veya inançları olanların yok mu zerre kadar Allah inancı ki bir halkı küllerinden var eden bir öndere sahip çıkılmıyor.
Düşelim bakalım sömürgeci şakşakçıların ve çanak yalayıcılarının peşine.
Hele bakalım nereye kadar gideceğiz.
Yiğitler her gün kelle koltukta adımlarken özgürlük yollarını, kalkıp üç beş süslü, makyajlı, boyalı ve badanalı cümleler mi bekleyeceğiz bu zavallı kişiliksiz kişilerden.
Sömürgeci hiç vazgeçer mi Kürdü yok etme kararından.
Bilmem biliyor musunuz, bizler bireysel ölümlere alıştırıldığımız gibi önderliksel ölümlere de alıştırılıyoruz.
Uyanmak yok mu uykudan.
Sömürgeci sistemin yüzü maskeli katilleri ve dipçiği uyandırmadan, Korkmayalım, kendimiz uyanalım bizi ölüme götüren anlamsız uykulardan.
Sonra iş içten geçer de, ax u vax eyleriz tüm ömrümüzce.
Hala sormayacak mıyız, Önder Öcalan nerede, ne yapıyor, soluk alıyor mu diye.
Yoksa Tanrı’dan mı bekleyeceğiz Önder Apo’nun ışıklı haberini?
04.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder