23 Aralık 2011 Cuma

BDP Arınç’ı Neden Alkışladı?

Yeni olmayan ama Kürdün kısmen de olsa bireysel duygusuna dokunulduğu zaman yeni’leşen bir oyun ile karşı karşıyayız. Bu yeni oyun son yazımda da altını çizdiğim “İslam Kılıflı” kişiliğin ön plana sürülüp bu ağız sahipleriyle halkı oyalama oyunudur. 
Dün Türk Meclisinde konuşan Arınç, Kürt meselesi veya Kürt kimliği, 3 sene önce, 30 sene önce, 20 sene önce ortaya çıkmış bir kimlik değildir. Kürtlerin varlığı en az bin seneden beri bir gerçektir. Bunu inkar edemezsiniz. Bunu inkar ederseniz 80 öncesine döneriz, 80 sonrasına döneriz. Sayın Elçi, Bakanlık yaptığı dönemde 'Ben Kürdüm ve Türkiye'de yaşayan şu kadar Kürt var' dediği için 2,5 yıl cezaevinde kalmıştır. O günlere dönmemizi mi istiyorsunuz? Bir insanın kimliğini inkar etmek o insanı inkar etmek demektir. Kendisini Kürt kimliği ile Arap kimliği ile Boşnak kimliği ile artık ne gelirse aklınıza... Hepsi, kim, ne varsa bu topraklar üzerinde kendi kimliğini rahatlıkla söyleyecektir. O kimliğe saygı duyacağız. O kimliğin bütün kültürel haklarını, Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız… Ben BDP'li arkadaşlarımın söylediklerinin yüzde 99'na katılmıyor olabilirim. Ama onların kimliğine saygım var, onların siyaset hakları olduğuna inanıyorum”… 'Ben Kürdüm' diyen bir insanın bu ülkede hepimiz kadar, en az hepimiz kadar hayat hakkı, bilgi, eğitim, dil, kültür, kimlik hakkı ne varsa vereceğiz. Bu bizim cebimizden verdiğimiz bir şey değil… Sayın Zana'nın 10 sene sonra burada gelip and içmesi demokrasinin gücüdür,
dedi ve BDP sıralarından alkışlar yükseldi.
Adamlar kendilerini etkileyemedikleri halkların diğer bireylerine alkışlattırmak için dört dönerken, bizim vekiller katledilen Kürdler adına, Kürdü katleden zihniyeti oldukça sesli bir şekilde alkışladılar.
Doğru söz söylendiği zaman alkışlanmalı, evet. Ama kime göre doğru söz?
Mesela Bülent Arınç’ı MHP sıraları alkışladı mı? Hayır. Peki neden?
Çünkü AKP’nin bir görevi var da ondan. Etkilemeye çalıştığı halklar var. Orada kalkıp Kürt yoktur deseydi, bu defa hangi parti alkışlayacaktı Arınç’ı? Herhalde BDP olmazdı, değil mi?
Değil işte.
Arınç dün Kürdlere tüm haklarını vereceğiz dediği zaman, aslında bizden toplumsal hak falan talep etmesinler diyordu. Ama buna rağmen BDP’li vekillerimiz, o’nu alkış yağmuruna tuttu.
“Yahu adam açık bir şekilde hak vereceğiz dedi, daha ne istiyorsun” diyenlerimiz çıkacak elbet.
İyi de bu hakları nasıl verecekler? Muhatap nerede? Ortada tekbir muhatap dahi bıraktılar mı?
Bunların muhatabı kim?
Hani, nerede Kürt halk önderi, kendisini gören veya sesini duyan var mı?
Siz alkış tutanlar; Napalm bombalarıyla, kimyasallarla, cayır cayır yandırılarak katledilen Kürd gerillaları için; bu oldukça doğal bir şeydir diyen Arınç’ı nasıl alkışladınız?
Hiç mi sizde azıcık da olsa felsefe yok, hiç mi ideolojiden nasip almadınız?
Siz Arınç’ı Türk meclisinde alkışlarken, evlatlarınızın başına Kürdistan’ın her karışında bombalar yağdırılıyordu. Bilmiyor musunuz?
Arınç sizin bireysel anlamda ruhunuzu okşarken, on bin kişilik Türk ordusu elli kişilik gerilla birimini çembere almış taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmamak adına zehirli gazlarını gönderiyordu. Haberiniz yok mu?
Siz Sayın Öcalan’ı, siz PKK’yi, siz Kürd halkının evlatlarını tecrit eden, zindanlara tıkan, çembere alan ve kimyasalla yok etmeye çalışan bir hükümetin sağ kolunu hangi mantıkla alkışladınız?
Arınç’ın hangi sözü sizi etkiledi de, alkış yağmuruna tuttunuz?
Ne dediyse hepsi yukarı da ve hepsine bir bir bakalım; bakalım ki alkışlanacak bir şey var mı, hep beraber görelim;
1.     Arınç; Kürt meselesi veya Kürt kimliği, 3 sene önce, 30 sene önce, 20 sene önce ortaya çıkmış bir kimlik değildir. Kürtlerin varlığı en az bin seneden beri bir gerçektir. Bunu inkar edemezsiniz. Bunu inkar ederseniz 80 öncesine döneriz, 80 sonrasına döneriz, diyor.
Peki söyler misiniz, siz alkış tutanlar; bu sözün hangi doğruluğunu alkışladınız? En basitinden baksanız bile; Kürtler bin seneden beri mi var? Buna onay mı veriyorsunuz? Şimdi içinizden; Ne var bunda, ha on bin yıl, ha bin yıl, daha önce hiç kabul etmiyorlardı, diyenleriniz olacak. İkincisi; Bir taraftan halkınızın tüm siyasetçi, aydın, yazar, akademisyen, işadamı, gazeteci ve halkın direniş halinde olan tüm kesimini çürüten zindanlara tıkan ve her gün her an dağlarda evlatlarınızın başına bomba yağdıran bir süreç yaşayacaksınız, diğer taraftan , “kabul etmezseniz seksen öncesi ve sonrasına döneriz diyen ama buna rağmen gözlerinizin önünde 80 öncesi ve sonrasını yaşatan bir zihniyeti ve hem de göz göre göre yalan söyleyip inkar eden bir hükümet sözcüsünü alkışlayacaksınız.
Siz hep böyle yalanı alkışlar mısınız?
2.     Arınç; Sayın Elçi, Bakanlık yaptığı dönemde 'Ben Kürdüm ve Türkiye'de yaşayan şu kadar Kürt var' dediği için 2,5 yıl cezaevinde kalmıştır. O günlere dönmemizi mi istiyorsunuz?, diyor.
Peki söyler misiniz, siz alkış tutanlar; bu sözün hangi doğruluğunu alkışladınız? Alkış yerine, Sayın Elçi’nin bakanlık yaptığı dönem bundan 40 yıl öncesi olmasına rağmen o dönemde de Kürdüm dediği için zindana tıkılan vardı, şimdi de var, diyemediniz mi? Bize zaten o dönemleri yaşatıyorsunuz, daha dün Azadiya Welat çalışanlarına kestiğiniz yüzlerce yıllık ceza var, diyemediniz mi ki alkışa boğdunuz evlatlarınızı zindanlara tıkan ve katleden hükümetin sağ kolunu?
3.     Arınç; Bir insanın kimliğini inkar etmek o insanı inkar etmek demektir. Kendisini Kürt kimliği ile Arap kimliği ile Boşnak kimliği ile artık ne gelirse aklınıza... Hepsi, kim, ne varsa bu topraklar üzerinde kendi kimliğini rahatlıkla söyleyecektir. O kimliğe saygı duyacağız. O kimliğin bütün kültürel haklarını, Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız, diyor.
Peki söyler misiniz, siz alkış tutanlar; bu sözün hangi doğruluğunu alkışladınız? Biriniz kalkıp da meclis kürsüsüne yürüseydiniz ve “sen yalan söylüyorsun” deseydiniz, herhangi birinizi linç mi ederlerdi? Kaldı ki halkınız her gün evde asimilasyonla, sokakta öldürülesiye, okulda tarihlerine küfredilerek zaten linç edilmiyorlar mı? Alkış tutacağınıza “siz laftan başka bir şey bilmiyorsunuz, bildiğiniz de sadece inkar ve imhada ısrardır” deseydiniz ya. Daha dün Şerzan Kurt, Aydın Erdem ve Murat Eribol’lar Kürd kimliği için katledilmediler mi? Hangi kimliğe saygı duyacaksınız, diyeceğinize neden alkış tuttunuz?
Zindanlara doldurulan, katledilen, kimyasalla cayır cayır yandırılan, önderini tanımadığınız, coğrafyasının adını duyduğunuzda kendinden geçip saldırdığınız “ölü” bir halkın mı bütün kültürel haklarını ve anayasal haklarını vereceksiniz, diyemediniz mi de alkışladınız?
4.     Arınç; Ben BDP'li arkadaşlarımın söylediklerinin yüzde 99'na katılmıyor olabilirim. Ama onların kimliğine saygım var, onların siyaset hakları olduğuna inanıyorum”. 'Ben Kürdüm' diyen bir insanın bu ülkede hepimiz kadar, en az hepimiz kadar hayat hakkı, bilgi, eğitim, dil, kültür, kimlik hakkı ne varsa vereceğiz. Bu bizim cebimizden verdiğimiz bir şey değil… Sayın Zana'nın 10 sene sonra burada gelip and içmesi demokrasinin gücüdür, diyor.
Peki söyler misiniz, siz alkış tutanlar; bu söz çok mu hoşunuza gitti de alkışlarınıza devam ettiniz? Arınç, açık bir şekilde BDP’li arkadaşlarımın söylediklerinin yüzde 99’una katılmıyorum, diyor. E peki şimdi siz mi Kürd halkının haklarını savunuyorsunuz, yoksa Arınç’ mı bahsettiği Kürtlerin her türlü hakkını tanıyacak? Hiç mi anlamadınız, perdelenen oyunu? Hem senin yüzde 1’ine -o da yaşıyor ve hala hayattasın- diye inanacak, hem de senin savunduğun halkın haklarını tanıyacak öyle mi? Siz de bir güzel yediniz ve alkışladınız öyle mi? Hem Sayın Zana’nın 10 sene sonra Türk meclisinde Türkçe and içmesi mi demokrasi oluyor, yoksa kendi anadilinde and içmesi mi?
Bu kadar felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji okuyorsunuz, bu kadar katliamlardan geçmişsiniz, sözde bir (uğruna zindanlar yatılan ve şehadetler yaşanan) ideolojiniz var ve onun arkasından gittiğinizi söylüyorsunuz; yazık, hem de çok yazık. Bu mantığınızla o ideolojiyi de kirlettiğinizin farkında mısınız? Hangi mantıkla evlatlarınızı katleden ve açıkça yalan söyleyen hükümetin sağ kolu Arınç’ı alkışlıyorsunuz, anlamıyorum.
Sizin okuduğunuzu sandığım tüm kitapları ben de okumama, mazlum Kürd halkının tek kurtarıcısının PKK olduğunu haykırmama, Kürd halk Önderi Abdullah Öcalan’ı Önder olarak görmeme rağmen ben niye alkışlamak yerine Arınç’ı alkışlayan “sizleri” eleştiriyorum? Ben mi çok abartıyor, öfkeme sahip çıkamıyor veya birçoklarının deyimiyle, miting meydanından çıkmış gibi yazıyor düşünüyor, ya da gençlik heyecanıyla yaklaşıyorum, yoksa siz mi ne yaptığınızı bilmiyorsunuz?
Silkelenin, kendinize gelin ve karşınızdaki düşmanınızı iyi tanıyın!
22.12.2011
mehmetserhatpolatsoy.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder