11 Temmuz 2012 Çarşamba

Ey Komutan, ‘senin de zamanın gelecek’!

Basından da izlenildiği üzere Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı Osman Aslan, Roboski katliamında başta kardeşi olmak üzere 11 akrabasını kaybeden Ferhat Encü’ye; ‘Ferhat ben seni biliyorum. Sen başkalarının güdümüyle hareket ediyorsun, senin de zamanın gelecek’ diyerek tehdit etti.
34 can yetmemiş olacak ki hedefe Ferhat’ı da koydular. Yer, zaman ve mekân, kaçış yok; artık koordinatlar verildi!
Maksat Kürdistan’daki ölüm yaşı ortalama standardı tutturulsun! Hani Türkiye’de ortalama ölüm yaşı 70 ve Kürdistan’da 35 ya, maksat istatistiki kurumların gönlü kalmasın!
Bir eksik bir fazla demeyerek hedef gösteriyorlar ve Ferhat’ı da katlederek sayıyı, İnsan hakları kuruluşlarının raporlarına yansıyan Kürdistan’daki ölüm yaşına denk getirmeye çalışıyorlar. Bu tehdidi de hiç çekinmeden bütün Kürdistan ve Türkiye halklarının gözlerinin içine baka baka yapıyorlar.
Sanırım olaya ilişkin kaydedilen videoyu herkes izlemiştir. Bugün Özgür Gündem gazetesinin manşetten verdiği videoya ait görüntülerden olan kare, oldukça ilgi çekiciydi.  Fotoğraf karesinde Ferhat’ı tehdit eden Alay komutanı ‘Osman’ın yanında duran ve göğsünü şişirerek Ferhat’a bakan “mavi bereli” bir asker vardı. Bu asker kendine oldukça güvenen, emin ve dünyaları ben yarattım edasıyla Ferhat’a bakıyordu. Ferhat’a; Kürdistan’ın kendisinin olduğu havasını yaratıp korku salarak, adeta;
“postallarımın değdiği her toprak parçası benimdir, sen burada bir yabancısın, öyleyse bir yabancı gibi el pençe divan durmayı bileceksin Türk ordusunun karşısında” diyordu.
Herhalde bu komutan ve asker Kürt halkını ya tanımıyor, ya da tanımamazlıktan geliyorlar. Bu emir erleri artık korkuyla Kürtleri sindiremeyeceklerini, idrak edemiyor olmalılar. Yediden yetmişe her Kürt bireyi artık “o komutan ve ‘mavi bereli’ askerin bakışını” tanımış ve aynı kararlılıkla bakarak göz göze gelen postal sahiplerini yıldırmayı bilmiştir.
Ne demişti ‘şanlı’ Türk komutanı; ‘Ferhat, senin de zamanın gelecek’!
Hakikate şükür; sıra ve zaman hep bizlerde! Evelallah biz direnişçi Kürtler birinciliği kimseye kaptırmayız!
Gözyaşı desen bizde; acı ve keder desen, oooo bu artık bizde bir özellik; hiiiç eksik olmadı ki!
Bakın Hasan Hüseyin Korkmazgil ne güzel söylemiş;
‘Kanadık toprak olduk. Çekildik bayrak olduk. Döküldük yaprak olduk. Geldik bugüne.
Ekmeği bol eyledik. Acıyı bal eyledik. Sıratı yol eyledik. Geldik bugüne.
Ekilir ekin geliriz. Ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Beni vurmak kurtuluş mu?’
Ferhat’ın zamanı gelecekmiş! Oysa Ferhatlar ne zamanlar gördü de yine de aman dilemedi postal sahipleri zalimlerden. Ferhatlar nice Koçgiri, Dersim, Zilan, Malatya, Çorum, Sivas, Gazi ve Roboskilerden geçti de geldi bu güne.
Bırakın bireysel anlamda tehdidi, artık Kürt halkı ve Özgürlük hareketi Soykırım tehditlerine dahi boyun eğmiyor; çocuk, genç, yaşlı, kadın-erkek demeden direniyor da direniyorlar, işgalci ve sömürgeci sisteme karşı.
Kürtler artık sizlerin, tecrit, sürgün ve de ölüm tehditlerinize gülüp geçiyor; çünkü Kürtler
Tecridi zevk (!), Sürgünü tatil (!) ve Ölümü de şehitlik olarak kabul ediyorlar da, çatlatıyorlar sömürgeci sistemi ta en derin inlerinde.
Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve komünal yaşam zihni desen, Kürtlerde.
Ey komutan ve zihindaşları, sizler de olan ne peki?
Sürgün etmek sizde, zindanlara tıkmak sizde, tek tek olmadı toplu katliamlara imza atmak siz de.
Öyle ya! ‘Gün ve zaman bizim’ diyorsunuz!
Peki Ey ‘Komutan ve mavi bereli asker’, katliamcı AKP hükümetinin son bulacağını, yarınlarda sıranın size de gelebileceğini, tarihin ve halkların sizleri yargılayabileceğini ve zaman ile gün’ün de mazlumdan yana dönebileceği ihtimalini hiç göz önünde bulundurmuyor musunuz?
10.07.2012
Mehmet Serhat Polatsoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder