22 Kasım 2012 Perşembe

Müslümanlara Filistin için Kuantumik Öneri


İki milyar Müslüman on yıllardır Filistin için “dua” ediyorlar ama ne hikmetse Filistin halkı bir türlü özgürlüklerine kavuşamıyor.
Sizce neden?
Bu güne kadar bu soruyu soran oldu mu bilmiyorum ama ben soruyor ve cevabını yazı içinde aramayı amaçlıyorum.
Öncelikle “dua” kavramı ve İslam dinindeki uygulanışına bakacak olursak kaynaklarda Dua; “Bir çağrı, bir yakarış, bir istek, bir dilek ve küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya, arzdan, arzlılardan semalar ötesine bir yöneliş, bir niyaz ve bir iç dökme” olarak geçiyor.
İslam inanışına göre Dua: "Bir kimsenin kendisi veya başkası hakkında bir dileğine bir arzusuna kavuşması için Allah'a yalvarması" olurken bu Kuran-ı Kerim’in Mü’min sûresi 60.ayette: "Bana (halis kalb ile) dua ediniz. Duanızı kabul ederim." olarak geçer. Hani Allah; Siz benden salih amel ve temiz kalp ile isteyin; ben sizin dualarınızı kabul edeceğim, diyor ya…
Yukarıdaki ayette de görüldüğü üzere dualar; bireysel ve –bencilliği aştığı takdirde de- toplumsal olarak yapılıyor ve karşılığını bulabiliyor.
Kuantumik düşünce ekseninde Evrenin “İstek yasası”na göre: Bir bireyin isteklerinin evren tarafından karşılanması için kişinin tam olarak “ne istediğini bilmesi ve bunu ifade etmesi” gerekiyor. Yasaya göre isteklerin karşılık bulmaması; istenilenin “olmama korkusu” , “korkaklık ve samimiyetten yoksunluk” durumlarında doğal olarak ortaya çıkıyor. İstek yasasına göre “saf” olarak gerçekleşen tüm istemler gerçekleşirken, “bencilliği barındıran” istekler karşılanmıyor. Toplumsallığa bağlı bir birey eğer gerçekten bir şeyin olmasını istiyorsa, Evren bunu anlıyor ve “saf kalp” ile gelen istek ve dilekler ya “an” ya da kısa “zaman” diliminde evrende karşılığını buluyor.
Yani yeter ki hakikatli ol ve iste!
Atom altı parçacıklarda ortaya çıkan sonuç, ışık deneyi sonucunda fotonların dalga-parçacık haliyle seyir izlediğini ve zaten enerjiyle yüklü olduğunu biliyoruz. Bu enerjiler aynı zamanda insanda da var ve kullanmasını bildiğinde yetenek olarak ortaya çıkıyor. Buna göre “istek” olmadıkça yetenek devreye girmiyor. Tıpkı bir elektrik devresini çalıştırmak için yapılan tüm işlemlerin sonucunda (+) ve (-) kutupları gerektiği gibi bağlamadığında devrenin çalışamayacağı ya da devre başında yanlış bağlantılandırmadan kaynaklı eksik kalan işlem gibi sorun çıkıyor. Yani bir yanı eksik kalıyor.
Tam da burada milyarların aklını alacak soru ortaya çıkıyor!
Yoksa Müslümanlar, Filistin halkının kurtuluşunu istemiyor mu? Ya da bu kadar duaya rağmen Filistin halkı neden kurtuluşa eremiyor; eksik kalan yan nedir?
Felsefede Hakikate göre istek ve dua:  Herkes için, iyi, doğru, güzel, estetik, mutluluk ve özgürlük dileği, vicdanın samimi seslenişidir. Bu kadar kısa ve özdür.
İsteklerin bırakın Tanrı kuralına göre olmayışını, Evren ve Hakikate göre
Sen eğer dünyada tek Filistin ve Arakan’ın ezildiğini söyler ve Tanrı’ya dua edersen, Tanrı-Evren seni samimi bulmaz ve isteğini, “karşılanamayan istekler” sınıfına koyar ki binlerce yıl da geçse Filistin kurtulmaz. Bilinmeli ki Evren, bu tarz yanlı isteklerin konusunda seni samimi bulmuyor. Çünkü dünyada son yüzyılda herkesin, gördüğü, duyduğu ve bildiği bir gerçek var ki Kürt ve Kürdistan’a zulüm uygulandığıdır.
Hakikatte vicdan duygusu ve istek, Tanrı inancı ve dinlerin aksine; bir yakarış, yalvarış değil; samimi ve içten duygularınla olmasını istediğin ve samimiysen olacak bir şeydir.
Bir yandan Filistin’e dua ederken diğer yandan gördüğün, duyduğun ve bildiğin halde Kürdistan’daki zulme sessiz kalman ve çoğu zaman da alkış tutman, evrenin “istek yasası” tarafından karşılanmıyor ve karşılanmaz da. Unutulmaması gereken, insanın nasıl bir canlılığı, sezgiselliği ve enerjisi varsa Evren’in de var ve evren tahmin edilemeyecek kadar zeki. Biz bireyler zekamızın %3 veya 4’ünü kullanırken Evren, ‘belirsizlikle birlikte’ bunun tamamını kullanıyor.
Birlik olmayan Filistin örgütleri ve dünyadaki bütün Müslümanların zihinlerinin temelinde hakikatten yoksunluk veya yöntem yanlışlığı, eksik yan yatıyor olmasaydı, iki milyar Müslümanın duası kabul görür ve çoktan Filistin kurtuluşa erer ve böylelikle geçen haftadan buyana İsrail ordusunun yaptığı bombardımanların sonucunda 120 Filistinli yaşamını yitirmezdi.
Düşünsenize Müslümanlar iki milyar ve Yahudiler sadece yedi-sekiz milyon. Siz bu kadar dua ediyorsunuz ve başarılı olamıyorsanız; bu sizin nicel değil nitel eksiklik ve yoksunluğunuzdandır.
Tüm insanlığın sığınacağı tek şey Bilimin son evresi Kuantumsal düzlemde bir hakikat ve Kuantumik düşünce bilinç devresidir. Ne kadar Kuantuma-Hakikate yakınlık o kadar insan olma, ne kadar hakikatten uzaklaşma, o kadar insanlıktan çıkma ve devreyi yakma demektir.
Dua, dilek, istek, Evren, Enerji veya Tanrı, adına ne derseniz deyin;
Müslümanlara ve her bir insana önerim;
Filistin halkı için dua ettiğiniz kadar Kürdistan halkı için de dua edin.
Yeter ki Kuantumik düşünce ekseninde Hakikatli olalım, saf ve temiz duygularla her bir insan ama herkes için isteyelim. Göreceğiz ki zulüm, Filistin ile birlikte Kürdistan ve diğer ezilen tüm halklarının üzerinden kalkacak ve halklar, kol kola girip daha yaşanılası bir dünya da özgürlük halayına duracaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder