5 Aralık 2012 Çarşamba

Tabuta saldırı, iç savaş nedenidir


Kürt halkı bu güne kadar neler gördü neler. Irakta kafası kesilen mi dersin. İran da idam edilen. Suriye’de haraç mezat satılanından bir cüzzamlı gibi kaçınılması gereken cüzdansızına kadar.
Türkiye’de her dönem en küçüğünden en büyüğüne parçalanmış, bok yedirilmiş, idam edilmiş, ömür boyu hapse mahkûm edilmiş ve ‘kuyruk takılan’ Kürtlere yapılan bu son zulüm sanırım bu güne kadar hiçbir işgalci güç tarafından yapılmamıştır.
Dün izlediğim HPG gerillalarının Amed’de ki cenaze törenindeki görüntüler kanımı dondurdu. Hangi mantık böylesi bir zulmü ete kemiğe büründürür. Var mı dünyada bizim bilmediğimiz bir Din ki, böylesine aynı dinden veya geçtim, başka dinden olanın cenaze törenine tahammül göstermeyen.
Başbakan Erdoğan her fırsatta İslamiyet’ten dem vuruyor olmasına karşın polisler, HPG gerillalarını omuzlayan kalabalığa gaz bombaları ve aynı kendi zihniyetleri gibi kimyasal yüklü boyalı badanalı tazyikli sular sıktılar. Kitle büyük bir irade, kararlılık ve inançla omuzladıkları tabutu ellerinden bir an olsun bırakmadılar; tıpkı otuz yılı aşkındır destek verip omuzladıkları Kürt özgürlük mücadelesini ölüm ve tutuklamalara karşın sonsuz sahiplendikleri gibi…
Gömlek değiştirmede usta olan Erdoğan’ın ustalık dönemlerine denk gelse de bu cenaze, yine de cenazeye olan yönelim çıraklık dönemlerinin izlerini taşıyor gibi.
Çünkü cenazeye olan bu yönelim, daha önce olan tüm yönelimleri kat be kat aşan bir ahlaksızlıkta olup, benzerlik arz etmiyor. Ondandır ki toplanan mahşeri kalabalık arasından yüzünü puşi ile kapatan bir genç;
“Şehidimize yaklaşım buysa kimse barıştan söz etmesin. Bundan sonra bu kentte bir tek yol kalmış o da direniştir. Kimse bundan sonra barıştan söz etmesin, çünkü bizi ikna edemezsiniz” diyerek yönelimin Kürt toplumunda bulacağı karşılığı ve açtığı yarayı ortaya sermiştir. Burada anlatılmak istenen bir yerde de; kimse bize kardeşlikten bahsetmesin, oluyor.
Yine bugün KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı: “Bu alçakça zulüm karşısında Kürt gençliği sessiz kalmayacaktır” dedi ve daha önce eşi benzeri görülmemiş yönelimin aslında ileriki süreçte gençliğe nasıl yansıyacağının da mesajını vermiş oldu!
AKP Hükümeti iyiden iyiye Kürdistan’dan siliniyor ve halk arasında tabela meşruiyeti dâhil sorgulanarak kati surette asimilasyon okullarının yönetim kadrosundaki Gülen cemaat kadrolarıyla birlikte istenilmiyorlar.
Kürt toplumu AKP polislerinin son pratiklerini hiçbir katliamla dahi özdeş tutmaz; cenazeye törenine saldırmak, tabuta gaz bombası atmak ve su sıkmak; Kürdün ölüsüne dahi tahammüllerinin olmadığını göstermekle birlikte; “benim işgalim siz ölseniz bile tabutlarınızın içine kadar işler” anlamı da taşıdığından Kürt halkı bu alçakça yönelimi asla kabul etmeyecektir.
On yıldır Kürdün tüm değerlerini ayaklar altına almaya çalışan AKP hükümeti teşhir olmuş ve gerilla cenazesine saldırmakla da Müslümanlık ve insanlık maskesini düşürmüştür. Diğer Türk hükümetleri Kürdistan da nasıl yok olup meşruluklarını yitirerek gitmişlerse, AKP hükümeti de Gülen cemaatiyle birlikte mutlak çöplükteki yerlerini alacaklardır.
Fakat bu gidişin nasıl olacağı açıkçası tam net değildir. Kürt halkının her gün biraz daha kin ve öfkesini alan Erdoğan, bireysel intikamlara varacak inisiyatifler doğurduğunun farkında bile değil; Sosyolojik ve psikolojik açıdan incelendiğinde görülecektir ki günden güne büyüyen bu intikam hırsı oldukça kanlı ve sarılması olanaksız yaralar açmaya müsaittir. Çünkü son yönelim olan “tabuta” saldırmak, bir “iç savaş” nedenidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder