Kürt halkı bu güne kadar
neler gördü neler. Irakta kafası kesilen mi dersin. İran da idam edilen.
Suriye’de haraç mezat satılanından bir cüzzamlı gibi kaçınılması gereken
cüzdansızına kadar.
Türkiye’de her dönem en
küçüğünden en büyüğüne parçalanmış, bok yedirilmiş, idam edilmiş, ömür boyu
hapse mahkûm edilmiş ve ‘kuyruk takılan’ Kürtlere yapılan bu son zulüm sanırım
bu güne kadar hiçbir işgalci güç tarafından yapılmamıştır.
Dün izlediğim HPG gerillalarının
Amed’de ki cenaze törenindeki görüntüler kanımı dondurdu. Hangi mantık böylesi
bir zulmü ete kemiğe büründürür. Var mı dünyada bizim bilmediğimiz bir Din ki,
böylesine aynı dinden veya geçtim, başka dinden olanın cenaze törenine tahammül
göstermeyen.
Başbakan Erdoğan her
fırsatta İslamiyet’ten dem vuruyor olmasına karşın polisler, HPG gerillalarını
omuzlayan kalabalığa gaz bombaları ve aynı kendi zihniyetleri gibi kimyasal
yüklü boyalı badanalı tazyikli sular sıktılar. Kitle büyük bir irade, kararlılık
ve inançla omuzladıkları tabutu ellerinden bir an olsun bırakmadılar; tıpkı
otuz yılı aşkındır destek verip omuzladıkları Kürt özgürlük mücadelesini ölüm
ve tutuklamalara karşın sonsuz sahiplendikleri gibi…
Gömlek değiştirmede usta
olan Erdoğan’ın ustalık dönemlerine denk gelse de bu cenaze, yine de cenazeye
olan yönelim çıraklık dönemlerinin izlerini taşıyor gibi.
Çünkü cenazeye olan bu
yönelim, daha önce olan tüm yönelimleri kat be kat aşan bir ahlaksızlıkta olup,
benzerlik arz etmiyor. Ondandır ki toplanan mahşeri kalabalık arasından yüzünü
puşi ile kapatan bir genç;
“Şehidimize yaklaşım buysa
kimse barıştan söz etmesin. Bundan sonra bu kentte bir tek yol kalmış o da
direniştir. Kimse bundan sonra barıştan söz etmesin, çünkü bizi ikna edemezsiniz”
diyerek yönelimin Kürt toplumunda bulacağı karşılığı ve açtığı yarayı ortaya
sermiştir. Burada anlatılmak istenen bir yerde de; kimse bize kardeşlikten
bahsetmesin, oluyor.
Yine bugün KCK Yürütme
Konseyi Başkanlığı: “Bu alçakça zulüm karşısında Kürt gençliği sessiz
kalmayacaktır” dedi ve daha önce eşi benzeri görülmemiş yönelimin aslında
ileriki süreçte gençliğe nasıl yansıyacağının da mesajını vermiş oldu!
AKP Hükümeti iyiden iyiye
Kürdistan’dan siliniyor ve halk arasında tabela meşruiyeti dâhil sorgulanarak
kati surette asimilasyon okullarının yönetim kadrosundaki Gülen cemaat
kadrolarıyla birlikte istenilmiyorlar.
Kürt toplumu AKP
polislerinin son pratiklerini hiçbir katliamla dahi özdeş tutmaz; cenazeye törenine
saldırmak, tabuta gaz bombası atmak ve su sıkmak; Kürdün ölüsüne dahi
tahammüllerinin olmadığını göstermekle birlikte; “benim işgalim siz ölseniz
bile tabutlarınızın içine kadar işler” anlamı da taşıdığından Kürt halkı bu
alçakça yönelimi asla kabul etmeyecektir.
On yıldır Kürdün tüm
değerlerini ayaklar altına almaya çalışan AKP hükümeti teşhir olmuş ve gerilla
cenazesine saldırmakla da Müslümanlık ve insanlık maskesini düşürmüştür. Diğer
Türk hükümetleri Kürdistan da nasıl yok olup meşruluklarını yitirerek gitmişlerse,
AKP hükümeti de Gülen cemaatiyle birlikte mutlak çöplükteki yerlerini alacaklardır.
Fakat bu gidişin nasıl
olacağı açıkçası tam net değildir. Kürt halkının her gün biraz daha kin ve
öfkesini alan Erdoğan, bireysel intikamlara varacak inisiyatifler doğurduğunun
farkında bile değil; Sosyolojik ve psikolojik açıdan incelendiğinde
görülecektir ki günden güne büyüyen bu intikam hırsı oldukça kanlı ve sarılması
olanaksız yaralar açmaya müsaittir. Çünkü son yönelim olan “tabuta” saldırmak, bir
“iç savaş” nedenidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder