30 Ağustos 2012 Perşembe

Abdullah Gül’de ‘çip’ mi var?

İnsanlığın başına bela olmuş Kapitalist modernite yürütücülerinin tek derdi, dünya insanlığının üzerindeki hegemonyasını yarattığı liberal ideoloji ekseninde önce korumak ve sonra da ömrünü uzatmaktır. Olmadı eski ideoloji yürütücülerini tek tek sistemden pasifleştirip yenilerini, yine piyasaya sürmektir.
Sistem, kendi programını dünya insanlığına kabul ettirmek için ilk elden işe, bir robot yaratmakla başlar. Bu robot öyle filmlerde izlediğimiz gibi bir demir yığınından oluşmuyor ama yaratılan canlının da aynı robotlar gibi bir “çip’i” bulunuyor. İstenildiğinde takılıp yeni bilgiler yüklenen, beklemeye alınan ve fişi yani çipi çekilen bir robot...
Bir robot düşünün ki et ve kemikten oluşuyor ve sinir damarları namına, ruh namına hiç bir şey yok ve saf çip’ten oluşuyor. Hani saf çelik gibi… Hoş, çeliğin de bir ruhu var ya, hadi neyse!..
Sistem bu robotları dünya insanlığını kontrol altında tutmak için yaratıyor ve yine bir çocuk büyütür gibi büyüterek, kendi dönemsel devrimlerine hazırlıyor. Günü geldiğinde de atom bombasına gerek kalmadan dünyanın herhangi bir bölgesindeki ülkeyi bu robotlarla teslim alabiliyor. Dedik ya bu robotlar insan kılığında ve bir et ile kemikten yaratılıyor. O’na verilen can ise üfürükle değil teknoloji ile oluyor. Sistemin teknolojik nimetleri robotu halkına sevdirmek için önce mağdur ediyor, sonra yok olma aşamasındayken birden basın pompalaması sonucu halk eliyle iktidara taşıyor. Hani zaten halk yeni bir lider arıyor ve eskisinden bıkmış ve hazır ya, işte o sebepten…
Hani aynı zaman da mağdur bir siyahi olan Hüseyin Barak Obama’yı ABD başkanı yapmaları… Dr.Qasımlo’nun katili ve eski CIA-DIA ajanı olduğu iddia edilen Ahmedinejad’ı Tahran Belediye Başkanlığından Cumhurbaşkanlığına getirmeleri ve yine iddialar arasında olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Başkanlığı ve birkaç aylık cezaevi ile önce tanıtma ve sonrasında mağdur ederek halka sevdirme ile Türkiye’nin Başbakanlığına çıkarılması gibi… Önce yarat ve sonra sistemini bu robotlarla sorunsuz bir şekilde yürüt.
Bu insansı robotlarda görülen ruhsuz ve duygusuzluk nüveleri; duyar ama söylemez, söyler ama yalan konuşur, bilir ama umurunda olmaz, görür ama görmemezlikten gelir… Yani kısacası bunların kalpleri yaratılıştan itibaren mühürlü, gözleri mazlumdan yana kör, dillerinden ise kan damlar. Bu insan görünümlü çip’li robotlar sömürgeci icatları olmakla birlikte, sistemin politikalarını pratikleştirmekle de onlara hizmet ederler.
Yarat, koru-kolla ve sistem için ömrünü uzat. Olmadı mı?
Çek fişini gitsin.
Tıpkı Atatürk, (belki) Hitler, İnönü, Saddam Hüseyin, Turgut Özal, Yaser Arafat, Ecevit, Usame Bin Ladin ve diğerlerinin yok oluşları gibi…
Bunları niye mi yazdım?
Diyorlar ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü zehirlediler! Hatırlayacağınız üzere daha önce Başbakan Erdoğan için de kanser oldu söylentileri yayılmıştı ama Başbakanlık çevresince bu haberler yalanlanmıştı.
Bizler elbet Hacettepe Üniversitesinde neler döndüğünü bilemeyiz ancak hem Gül ve hem de Erdoğan’ın tedavileri bu hastanede yapılıyor. Buna göre bir çok çevre tarafından yorumlanan; yoksa Hacettepe Hastanesi ABD’nin denetimindeki Profesörler tarafından mı yönetiliyor, sorusu akıllara gelmiyor değil.
Yoksa Abdullah Gül robot mu?
Akıllara gelen bir başka soru da Gül’ün sağlık sorunları üzerine yapılan yorumlar ve Taraf gazetesinin bugün manşetine taşıdığı haberden çıkıyor. Eğer anket doğruysa ve gerçekten Türkiye yeni liderini arıyor ve Erdoğan kanser ve Gül’ü de zehirlemiş iseler Başbakan ve Cumhurbaşkanı yukarıda tanımlamasını yaptığımız Robot özelliklerine mi giriyor?
Ne yani!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çipli bir robot mu ki fişi çekilsin?

30.08.2012 / Mehmet Serhat Polatsoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder