4 Mayıs 2012 Cuma

Kürd İlkel Milliyetçilerine Nasihatler

                                                                        04.05.2012 / Mehmet Serhat Polatsoy
Makalenin başında belirtmemiz gerekir ki; Bu tarz bir yazıyı bize yazdıran tek neden; son zamanlarda ısıtılarak Kürd ve Kürdistan gündeminin önüne konulan, hiç olmadığı kadar olan İlkel Milliyetçilik tartışmalarıdır; ABD’nin Kürd ve Kürdistan politikaları ile Kürd halkını çekmek istediği kör milliyetçilik tuzağına düşen zavallıların söylemleriyle “esasında sömürgecilerin uşaklığını” yapanlardır. İyi niyetlice ve duygusallıktan kaynaklı, bilmeden bu tuzağa düşenlere tek sözümüz dahi yoktur; nasıl olsa onlar günü vakti geldiğinde ne demek istediğimizi görerek ve yaşayarak anlayacaklardır! Ne diyelim! Bunu bize yazdıran “resmi sömürgeci şakşakçıları” ve “her şeyden bihaber ve tamamen saf duygularla” konuyu ısrarla dillendirenler düşünsün!
Neden mi?
Bir taraftan haklı olarak hem NAZİ ve MHP gibi örgütlerin faşist olduğunu söyleyeceksiniz, diğer taraftan yine Nazi ve MHP’nin beslenip faşistleştiği milliyetçilik söylemleri ile Kürt halkının kanına girmeye çalışacaksınız. Çelişki olur da, bu kadarı mı olur? Diğer taraftan da milliyetçiliğin ne olduğunu bilmeden, ben milliyetçiyim diyeceksiniz.
Bilerek veya bilmeden Sömürgecilerin oyununa gelip “illa Kürt halkı milliyetçi olmalıdır” diyen tüm milliyetçilik (!) yapan Kürtlere soruyoruz;
Sizin hanginizin dedesi, babası, annesi veya hanginiz “ana diliniz olan Kürtçede” eğitim aldı?
Var mı böyle birileri?
Acaba var da biz mi bilmiyoruz!
Sömürgecilerce çepe çevrelenen, altı üstüne getirilen, tüm değerleri, yer altı ve yer üstü kaynakları sömürülen, onuru, kültürü, sosyal ve siyasal yaşantısı yok edilerek katliamlardan geçirilen bizim Kürdistan’ımızda böyle bir uygulama yok; acaba Paralel Evren’deki Kürdistan ülkesinde mi anadilde eğitim veriliyor?
Bu tartışmayı yürüten sizler, sizler yoksa öteki (!) dünyadan mı geldiniz?
Siz “kaç nesil ana dilinizde eğitim gördünüz” de milliyetçilik yapacaksınız?
Söyler misiniz; bunun hangi bilimde yeri var?
Böyle yeni bir bilim doğdu da, haberimiz mi yok?
Yok biz bilim falan tanımayız, biz Hakikati bilmeyiz diyenler; Peki sizin bir Tanrı inancınız yok mu?
Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an’ın hangi ayetinde Tanrı, insanlığa; Milliyetçi olun diyor?
Ya da Hz. Davut, Musa, İsa veya Hz. Muhammed’mi; Milliyetçi olacaksınız diyor?
Var mı böyle bir ayet, hadis veya başka bir kaynak?
Biz Milliyetçiliğe, “ne On Emir, ne Havariler ve ne de Sahabeleri” anlatan kaynaklarda rastlamadık.
Sizler nasıl vicdanlarda mahkum edilen, mantığa ters ve dünyaca “zehir” olarak kabul edilmiş bir akımın hem de cahilce sahipliğini yapıyorsunuz?
Kürt halkı değil mi milliyetçilikten dolayı kültürel ve siyasal olarak soykırım ve fiziksel anlamda da soykırıma varabilecek katliamlardan geçirilen?
1806, 1847, 1921, 1925, 1930, 1938, Maraş, Çorum, Enfal, Halepçe katliamları, Sivas, Gazi ve on binlerce faili belli katliam, asit kuyuları, Gundê Zankırta, en ileri teknoloji ile katledilerek her gün cenazesi getirilen Gerillalarımız, zindanlara tıkılan yurtseverlerimiz… Bunlar Ulus-Devletin ideolojisi olan milliyetçilikten kaynaklı gelmedi mi başımıza?
Kim aksini iddia edebilir?
Hem haklı olarak faşistlere her türlü sözü söyleyip onun karşısında olduğunuzu söyleceksiniz, hem de ben milliyetçiyim diyeceksiniz.
Önce Kemalizm ve şimdi de Yeşil-Türkçü Kontra ekibi milliyetçiliğin tekçiliğinden nemalanıp ve beslenip Kuzey Kürtlerini katletmedi mi, katletmeye devam etmiyor mu?
Irak ve Suriye Baas rejimleri değil miydi beslendikleri milliyetçi ideolojiden kaynaklı kimyasallarla Güney Kürdünü katleden ve Arap kemeri politikasıyla Batı Kürdünü kimliksiz bırakan?
İran Şia rejimi değil mi beslendiği milliyetçi ideolojiden kaynaklı “Sadabat Paktını” uygulayarak hemen hemen her gün bir Kürt kaçakçıyı katleden ve canı istediğinde elinde bir koz ve rehine olarak tuttuğu Kürt gençlerini Doğu Kürdistan’da darağaçlarında sallandıran?
Biz Kürtler milliyetçilikten çektiysek ve bunun oldukça vahşi bir mantık olduğunu biliyorsak, neden ısrarla kendimize hem de “ilkel milliyetçiliği” layık görüyoruz?
Siz ilkellikte sınır tanımayanlar; Sizler isteyerek ve bilerek mi sömürgecilerin meşru ve gayri meşru çocukluğuna oynuyorsunuz, yoksa yüzyıllardır katliamlardan geçirildiğimizden dolayı “tüm halklar milliyetçi olabiliyor, o zaman neden Kürtler de milliyetçi olamıyor diyerek mi sarılıyorsunuz bilimsel olarak ilkel olan milliyetçi ideolojiye?
Sizler Milliyetçiliğin “biz” yerine “ben”i öne çıkaran nüveler taşıdığını bilmiyor musunuz? İşte bu mantık yapınızdan dolayı bir “devlet” istediğinizi sizlere söylemek hakikattendir. Sizler milliyetçilik yaparak iktidarlaşacağınızı sanıyor ve bu ideoloji ışığında halkımızı kandırarak güya Bağımsız dediğiniz devleti kurarak sistemin iyi birer tetikçisi olacağınız hayali ile yaşıyorsunuz. Siz ilkellikte sınır tanımayanlar, sizler tüm Kürt toplumunun onayını almadan böyle ilkellikle örülü bir devlet kurabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Sözde Sayın Barzani’ye bağlılık yeminleri ederek, Sayın Mesut Barzani’yi de bu oyuna getirebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Sizler milliyetçiliğin bir iktidar ve sonra devlet ve ardından yapısından kaynaklı tek tipleştirilen bir toplum yaratarak buna gelmeyenleri sömüreceğini ve sonucu ağır savaşlar yaratacağını bilmiyor musunuz?
Milliyetçilik, kendisi dışında her şeyi anlamsızlaştırır ve yok eder; tıpkı ataerkilliğin anaerkilliği yok edip etkisizleştirerek sömürdüğü ve insan yerine koymadığı gerçekliği gibi. İşte bu mantık değil miydi Kürt ve Kürdistan’ı parçalayan ve katliamlardan geçiren?
Sizler Milliyetçilik ve ırkçılığın akıldan yoksun duygulara hitap eden özelliklerden dolayı, hiç beklenmedik bir şekilde bu mantığın linç kültürlerine davetiye çıkardığını bilmiyor musunuz? Bu mantık değil mi jenosit ve en kanlı savaşları beraberinde getiren?
Sizler Milliyetçiliğin esas amacının (diğer halkları ötekileştirerek) sadece o ülkede yaşayan tek bir halkın dil, tarih ve kültür bağlarıyla ulusal temelde bir topluluk oluşturma amacıyla (sırf bu nedenden dolayı)“Bağımsız bir Devlet” kurmak istediğini bilmiyor musunuz? Siz dünyanın hangi bölge, ülke, şehir veya ilçesinde homojen bir toplum ve bu mantık ile girişilen yerlerde özgürlükçü, eşitlikçi, farklılıklara tahammül gösteren bir sistem gördünüz de milliyetçiliği savunuyorsunuz? Siz sözüm ona ilkel Kürd milliyetçiliğini yapanlar; Sizler, Milliyetçiliğin kurumlaştığı andan itibaren heterojen toplumları bir gecede yutup homojenleştirdiğini ve ardı arkası kesilmeyen, ondan olmayanlara karşı tutuklama, katliam ve inkâr ile imha operasyonlarına girişecek bir iktidar sistemi olduğunu bilmiyor musunuz?
Siz Milliyetçilik söylemleriyle Kürt halkının kafasını karıştırmaya çalışan mahlûkat ve dalkavuklar; Sizler, bu işi bilerek ve belli yerlerden destek alarak yapan sömürgecilerin uşak, şakşakçı ve resmi-gayri resmi çocukları; şimdi söyler misiniz; Sizler kim oluyorsunuz da tetikçilik, çetecilik, sömürü ve katliamcılığı doğasında barındıran ve kendinden olmayanı imha ve inkâr eden milliyetçiliği Kürt halkına dayatarak, yutturup kanıksatmaya çalışıyorsunuz?
Şunu iyi bilmelisiniz ki, Kürt Özgürlük Hareketi ayakta kaldığı müddetçe bu planlarınızın başarı şansı kocaman bir “sıfır”dır.
Not: Bu yazı ve içeriğinde Hakikat formülleri olduğundan kaynaklı, belki herkese biraz ağır ve sert gelmiş olabilir! Hakikatin esnekliğini de koyarak bir yazı kaleme almak isterdik ama böylesi sömürgeci yönelimin yoğun olduğu bir zamanda, yine sömürgeci ve anlayışına karşı esnekliği, pek gerekli görmedik. Zira bu üslup ve tarzın altında sömürgeciye olan kızgınlığımızın dışında başka hiç bir şey aranmamalıdır.
04.05.2012
Mehmet Serhat Polatsoy

2 yorum:

  1. Sayin Polatsoy, ilk defa boyle net ve acik bir sekilde milliyetciligi bize tanittigin icin ,okurunuz olarak mutesekkiriz.
    Hakikatlar her zaman kilic gibi keskindir ve olmalidirde.
    Sizin degerli yazilarinizla aydinlaniyoruz.
    milliyetcilik, insanin insan olarak ölüp,vahsi bir yaratik olarak tekrar dünyaya dönmesi gibi bir seydir. Serkeftin...

    YanıtlaSil
  2. "-Ya Resülallah, kişinin soyunu-sopunu (kavmini) sevmesi, kavmiyetçilik (asabiyye) sayılır mı?" diye sormuş, Hz. Peygamber de:

    "-Hayır, kişinin kavmine zulümde yardımcı olması kavmiyetçilik (asabiyye) dir" cevabını vermiştir.

    İLMİNİN YETMEDİĞİ ÇAPININ YETİŞMEDİĞİ YERLERE TAŞ ATMA. İKİ SOL VE LİBARAL TEZLE BURDA BİZE ADAMLIK SATMA. KURDUN MİLLİYETÇİLİĞİ SİZİN KAFANIZDAKİ HÖDÜKLÜK DEĞİL. ADAM OLUN DERS VERMEDEN ÖNCE DERSİNİZİ ÇALIŞIN. MİLLİYETÇİLER ARTIK SİZİN GİBİ ÇAPSIZLARA EYVALLAH ETMEYECEKTİR...ÖNCE OKU SONRA ŞUNDA YOK BUNDA YOK DİYE BURDA BABALAN... SEN KAÇ İLİM OKUDUNDA İSLAMDA GÖRMEDİN MİLLİPERVERLİĞİ...

    "-Zalim de olsa, mazlum da olsa kardeşine yardım et" buyurmuştur. Kendisine sormuşlar:

    -Mazlum kardeşe yardımı anladık, fakat zalime nasıl yardım edeceğiz?

    Hz. Peygamber bunun üzerine:

    "-Onu da zulmünden vaz geçirirsiniz. Bu da ona yardımdır.3buyurmuştur.

    Diğer yandan yine Ebû Davud'un Suraka b. Malik b. Cu'şum el-Müdilci (r.a.)dan naklettiğine göre Suraka şöyle demiştir:

    "Resülullah bize hutbe irad etti. Hutbesinde şöyle buyurdu:

    -"Sizin en hayırlınız, günaha girmeksizin, kavm ve kabilesini savunandır"

    AL SANA OKU BİRAZ AYAKLARIN YERE BASSIN. İKİ SOL FİKİRLE KENDİNİ ALLEME CİHAN GÖREN HÖDÜKLER DİN DE İNSANLIKTA SİİN GİBİ KİBİR ABİDELERİNE MEZAR YERİ VERMİYOR...

    YanıtlaSil