31 Mayıs 2012 Perşembe

AKP’nin Ruhuna El-Fatiha; Erdoğan’ın Cenaze Namazı Kılınıyor!

Önceki yazımda “AKP’den büyük kaçış!” demiş ve liberaller ile muhafazakârların AKP gemisini terk ettiklerini; zira su alan bu geminin uzun süre ayakta kalamayacağını yazmıştım. Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında yapmış olduğu açıklamalara bakılırsa kaçış, öyle böyle değil! Peki ya nasıl? Vallahi bu çevreler neredeyse selam dahi vermeme derecesine gelmişler! Onların birbirlerine verip ettiği selam ve kelamları bu saatten sonra bizleri ilgilendirmiyor/ilgilendirmemeli; zira Liberal ve muhafazakârlar ile Hükümetin zamanında verdiği ve ettikleri selam ve kelamların yüzünden Roboski gibi katliamların gerçekleştirildiğini de bildiğimizi, bilmelerini istiyoruz.
Ticaret ile ilgilenenler bilirler; Erdoğan’ın şu anki durumu “kendisini borç batağından kurtarmaya çalışan ve içinde olmuş olduğu durumu kendine yediremeyip el âleme rezil olmamak için bankalardan kredi talebinde bulunan, o da olmadıysa tefecilerden borç alıp tekerleğini döndürmek için çabalayan ve her eyleminde biraz daha batan bir esnafın durumuna benziyor. Esnaf ya çok açılmış ve mal-mülk-arsa alarak zamansız işler yapmıştır; ya da yine bir nedenden dolayı ödemeleri 1 ay aksamıştır ki işleri kötü gitmeye başlar.
Esnaf, çevresindeki diğer esnafların içinde olmuş olduğu borç batağını bilmesini ve dedikodu yaparak bu bilgilerin müşterilerine ulaşmasını istemez; çünkü müşteri (AKP tabanı) bunları duyduğu zaman ticaret yapan o esnafa iyi gözle bakmaz; ne toptancılar ürün verir, ne de müşteriler ürün almak için artık o mağazaya bir daha uğramazlar. Erdoğan biraz da bunu bildiği ve esnaf mantığıyla hükümeti yönettiği için kudurdukça kuduruyor. Değil 10 yıllık bir esnaf, eğer ekonomik durum gerçekten kötü ve bu durum çevrede de dillendiriliyorsa, 50 yıllık büyük ticaret esnafları dahi bu borç batağından dolayı yok olur giderler.
Esnaf biraz zorba ise, tuttuğu “kiralıklarla” kendinin durumunun kötü olduğunu diğer esnaf ve müşterilere anlatan kişileri tehdit eder, bezdirir ya da öldürtür; yok işinde gücünde ve silah zoru olmayan biriyse de, batmamak ve onları mahcup etme adına susar ve işine gücüne bakar; e dedikodular da ancak hakikatli iş yapmakla olur ve biter ki; göründüğü kadarıyla Erdoğan’ın tek hakikatli işi dahi yoktur.
Evet, Erdoğan bataktan kurtulmak için hamleler geliştiren bir esnafın, geliştirdiği her hamle sonucunda biraz daha battığı gibi, o da her konuştukça battıkça batıyor.
AKP Grup toplantısında konuşan Erdoğan yapmış olduğu ahlaktan yoksun değerlendirmelerle, bir kez daha içinde bulunmuş olduğu psikolojik ruh halinin travma olduğunu ve şizofrenik bir vakaya dönüştüğünü tüm Türkiye ve Kürdistan halkına göstermiş oldu. Bizler önceleri kendisini anlıyor ve anladığımız Erdoğan’ı her platform ve çevrede anlatmaya çalışıyorduk; ancak anlamayanlar ve anlamak istemeyenlere derdimizin Erdoğan’ın katliamcı yanını teşhir etmek olduğunu bir türlü kabullendiremiyorduk. Geç oldu ama nihayet anlaşıldı!
Hayır!   Niyeti kötü olmasa başımız üstünde yeri var. Ama yok! Erdoğan’ın niyetiyle piyasayı dolandırmaya çalışan, önce kendisini herkese iyi ve hoş gösterip, herkesin güvenini kazandıktan sonra da bütün paralarla kaçıp gitmeye çalışan üç kağıtçının niyeti aynı. Bir dolandırıcının niyeti üç kağıttır; zaten üç kâğıtçılık olmazsa, bunun gibi hokkabazlar da olmaz.
Erdoğan Roboski’de büyük bir açık verdi ama “ben nasıl böyle bir hataya düştüm” diyemediği gibi kendine de yediremeyerek; astığım astık, kestiğim kestik naralarıyla hakikati haykıran herkese oldukça küstah, alçak ve ahlaksızca saldırılarda bulunmaya başladı.
Esnafın açığı gibi, Roboski katliamından sonra Erdoğan ve partisinde de büyük bir “açık” oluştu. Bu açık öyle ne kredi ve tefecilerden alınacak borç ve ne de kiralık katil tutup çevresini temizlemekle kapanacağa benzemiyor. Erdoğan işin sonunun AKP’nin ruhuna el-fatiha olacağını biliyor bilmesine de, işin kendisine dayanması ve yok olmasından korkuyor. Birazda sonunun diğer diktatörler gibi son bulacağından çekiniyor. Şuanda öyle sağa sola saldırmasının tek nedeni kendisinin “cenaze namazının kılınmaması” içindir; ondan dolayı pek ‘değerli’ liberal ve muhafazakârlara çatıp susturmaya çalışıyor. Belki bu çevreler bir şekliyle susar veya susturulur ama Kürdistan’ın tamamının susmayacağı ve AKP’nin Kürdistan’da tabela partisi olacağı bugünlerden sonra daha da netleşmiştir.
30.05.2012
Mehmet Serhat Polatsoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder