10 Mayıs 2012 Perşembe

Yüreğimin ŞENGAL’ine… Vasiyetimdir!

Nedenini hiçbir zaman anlayamadığım ve çözemediğim duygular kaplıyor yüreğimi
Ne zaman hüzünlü ve düşünceli olsam, işte tam da o anda, ŞENGAL geliyor aklıma
Öylece dalıp gidiyorum
Aynı anda iki ayrı yerde olmak bu olmalı
Bedenim kendi evreninde soluk alırken, zihnim rüyalar alemine çoktan çıkmış oluyor ŞENGAL yollarına
Öylece yürüyorum rüyalar evreninin sürek yollarında
Ne gözümü kapatıp hayallere dalıyorum, ne de fiziğimi yollara vuruyorum
Fizik yerinde ve ben, ŞENGAL yollarına düşüyorum
Bir yandan fiziğin soluk aldığın evrenindeyken, diğer yandan yüreğin, ŞENGAL’de
ŞENGAL’e olan seyahatim öyle uzun da geçmiyor zihinsel yürüyüşlerde
Tarifi imkansız zaman diliminde ŞENGAL’deyim işte
Toprağını öpüyor ve kokluyorum LALEŞ havasını
Ama bir tanrının varlığına inandığımdan değil öpüşüm ŞENGAL topraklarını
Sadece hasretim ona…
Yıllar yılı özlemlerim var nedenini bilmediğim!
ŞENGAL’in Laleş’i bir simgedir bende
Ne zaman girsek hararetli Kürd ve Kürdistan’ın alevli özgürlük tartışmalarına
İşte tam da o anda çıkıyorum ŞENGAL yollarına
Kürd halkı özgürlüğüne kavuşacak mı sorularının Cegerxwin tadıyla tükendiği yerde düşüyor aklıma ŞENGAL’in belirsizliği
Tamam diyorum; hadi Doğu, Batı, Kuzey ve Güney kavuştu özgürlüğüne
Peki ŞENGAL..!
Ne olacak ŞENGAL halkı?
İnançlarını özgürce yaşayabilecekler mi?
Katliamsız ÇarşemaSor’ları olacak mı?
ŞENGAL’de özgürleşecek mi?
Yakın zamanda gitmek istiyorum ŞENGAL’e
Nedendir bilmem ama çocukluğumdan beri özlüyorum o toprakları
ŞENGAL’den geldiğimizi söyler büyüklerimiz
Önce Qubin’e yerleşmiş ve belli bir süre sonra Wêranşar üzeri Pirsûs’a geçmişiz
ŞENGAL ve Qubin’deyken Êzidi inancındaymışız
Ne olmuşsa Pirsûs’ta olmuş ve Müslüman olmuşuz
Şimdi bizi herkes Müslüman biliyor
Oysa biz ŞENGAL’li ve Êzidi’ydik
Şimdi sorsalar ne olmak isterdin diye,
Ben anlamam din ve hocalardan, bildiğim tek bir şey var o da HAKİKAT’tir; bir ona yanarım bir ona taparım
Birde ŞENGAL’e..!
ŞENGAL benim hakikatimdir
Yakın zamanda ya ŞENGAL’e gidip toprağına yüzüm süreceğim; ya da ŞENGAL gelip mezarıma toprak olacak
İşte o zaman her iki “ben” de özgürleşmiş olacağız,
Biri sistem içinde kalan ve katliamlardan geçirilmiş Kürtlüğüm diğeri horlanmış ve yine katliamlardan geçirilerek insan yerine dahi koyulmayan ŞENGAL’im işte o zaman özgürleşecek diye düşünüyorum
Vasiyetimdir!
Ya beni ŞENGAL’e gömün ya da atalarımızın yaşadığı, geçtiği ve konakladığı ŞENGAL, Qubin, Wêranşar ve Pirsûs’tan toprak örtün yine Pirsûs’un Şerwan köyündeki mezarlıkta, Annemin yanına gömün beni
Ax ŞENGAL ax!
Bilesin ki sen özgür olmadan, bir bütün Kürt halkı da özgürleşemeyecek
Özgürlük ilk zihinilerde başlayacağına göre bitecek bendeki bu özlem ve hasretlik
Sen özgür olmadan hiçbir Kürd ben özgürüm diyemeyecek
Sen özgür olmadan dört parça Kürdistan özgürleşemeyecek
Kürdistan’ın tamamı ve ŞENGAL’im de dalgalanmadan bütün doğmalardan arınmış Önder Apo’nun felsefesiyle yoğrulan bayrak ve Hakikat bilinci, ne kimse ben özgür oldum desin ne de İnsan’ım!
Yalnız olduğum anlar ben, hep ŞENGAL’deyim
Vasiyetimdir!
Toprağım ŞENGAL’den olsun…

08.05.2012
Mehmet Serhat Polatsoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder