Kuran-ı Kerim’de Kürtaj’a Yasak Yok!

Öncelikle, kadınları ilgilendiren ve onların tercihi olduğu böylesi bir konuda biz erkeklere söz düşmeyeceğini ve söz söylemede ne hakkımız ne de haddimiz olmadığını şimdiden belirtmek isterim. Bu tartışmaya katılmakta ki amacım; Türk Başbakanı Erdoğan’ın Devlet tarafından işlenmiş olan Roboski katliamının üstünü örtmek ve bu amaçla gündem değiştirmek ve inceden inceye İslam’ın özünün de karşı olduğu “iktidar İslam’ını” bir tehdit ve siyaset aracı haline getirip Türkiye ve Kürdistan toplumuna yayma amacı taşıyan “kürtaj” konusu ile ilgili hem bu konuda son günlerde fetva veren sahtekârların, hem de Erdoğan’lı AKP devletinin maskesini düşürmekten başka bir amaç taşımamaktadır.

Kürtajın İslam’da “her durumda yasak” olduğunu savunanlar, bu yazıyı dikkatlice okusunlar.

Ayrıca belirtmeliyim ki Kuran-ı Kerim’de iktidar İslamı hastalığına düşen ve Kur’an ayetlerini çarpıtanlar için münafık denilmektedir. Kuran-ı Kerim münafıklar için; "O münafıkların dış görünüşlerine aldanma. Onların liderlerini gördüğün zaman, yakışıklıdır, gövdeleri hoşuna gider. Konuşurlarsa güzel konuşurlar, dinlersin. İşte onlar sıra sıra dizili kereste gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar" (el-Münafıkûn, 63/1-4) demiştir.

Şimdi gelelim Kürtaj konusunun Kuran-ı Kerim yorumuna!

Kürtaj ile ilgili Kuran-ı Kerim’de bir ayet göze çarpmaktadır; bu konuda açıklayıcı tek ayet olma özelliği taşıyan o ayette;

“Çocuklarınızı fakirlik endişesiyle öldürmeyin. Biz onları da sizi de rızıklandırırız. Şüphesiz ki onları öldürmek büyük bir suçtur.” (Kur’an-ı Kerim. İsra: 31.), diyor.

İlgili ayette de okuduğunuz gibi Kuran-ı Kerim: “Fakirlik endişesi” diyor. Yani herhangi “başka bir neden” belirtmiyor.

Burada sadece tek bu ayet olduğu ve “fakirlik” konusuna vurgu yapıldığı için de bunun dışında yine bunu açıklayacak bir yorumun fetvası gerekmediği ve ayetin oldukça açık ve seçik olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak; başka olası durumlarda Kürtaj ile ilgili yorumlar geliştirilmiştir ve fetvalar verilmiştir.

Buna göre Hanifi imamları; Ana rahminde teşekkül eden çocuğu –zaruri bir hal olmadığı halde- kürtajla aldırmak bir cinayettir. Ancak bu cinayet bir yüzüyle cana kıymaktır, diğer yüzüyle annenin bir parçasına dokunmaktır, der ve Kürtaja 120 güne kadar izin verirlerken,

Maliki, Şafii ve Hanbeli imamları; Kürtaj iki cinse karşı işlenen bir cinayettir. Çünkü burada ceninin hayatına bir tecavüz söz konusudur, diyor ve yine Kürtaja 40 gün içinde izin veriyorlar.

İslam âlimleri; Kütüb-i sittedeki, (İnsan, anne karnında nutfe [sperma] olarak 40, aleka [embriyo] olarak 40, et parçası olarak da 40 gün kalır. Bundan sonra ruh verilir) mealindeki hadis-i şerifini de esas alarak; bir özürden dolayı, 1 aydan 4 aya kadar kürtaja izin verilir, diyorlar.( Redd-ül Muhtar)

Yine başka bir kaynağa göre İslam âlimleri; Başka sebep olmasa da, İslam terbiyesi ile yetiştirememek korkusu özür olur. Yani İslam terbiyesi verememek niyetiyle dört aydan önce çocuk aldırmak caiz olur. (S. Ebediyye)

Diğer kaynakta ise; Emzikli bir kadın, gebe olur, sütü kesilir ve emen çocuğun hayatı tehlikeye düşer, o çocuğun da babası olmazsa; gebelik 4 ay olmadan önce, o kadın ilaçla çocuğunu düşürebilir. Ancak 4 ay geçtikten sonra, çocuğunu aldırması caiz olmaz, diyor İslam âlimleri (Fetava-yı Hindiye)

Yukarıda İslam mezhep imamlarının yapmış olduğu yorum ve değerlendirmelerin fetvası, tam olarak Kuran-ı Kerim’de geçen ayet ile ilgilidir, diyemeyiz! Yani ayetten doğru bir değerlendirmenin fetvası olmakla birlikte güncellik arz eden bir yönü de barındırmaktadır. Ancak İslam’ın âlimleri onlar ve bütün İslam âlemi bu âlimlerin fetvalarıyla Müslümanlıklarını yaşıyorlar!

Bu bizim için yeterli değil biz Mezhep imamlarını tanımayız; bizim için Kur’an esastır diyenlere söylenebilecek şey; Kuran’da sadece “fakirlik konusu” işleniyor. Öyle tahmin ediyorum ki “ayet”; “tecavüz veya zina yoluyla kalınan gebelik sonrası rahimdeki çocuğun öldürülmesi”… diye bitseydi; İslam’ın Mezhep imamları daha farklı bir yorum yapma gereksinimi duyacaklardı! Kıstas alınan ilgili ayet olduğu için İslam âlimleri, hem ayetten hem de gün şartlarından doğru bir fetva verme gereksinimi duymuşlardır.

Görüldüğü gibi İslam’ın dört mezhebi ve diğer İslam âlimleri dahi “Kürtaj’ın olası durumlarda bir hak olduğunu” söylemektedirler; yüzyıllarca bu fetvalarla Müslümanlar inançlarını devam ettirmektedirler. Öyle İslam’ı siyasi malzeme yapan Türk Başbakanı Erdoğan gibi, kesinlik arz eden fetvalar dahi vermemektedirler. Kaldı ki Erdoğan’ın fetva verecek ne bir bilgisi ve statüsü ne de yetkisi yoktur. Buradan da Erdoğan’ın ne Kuranı Kerim ve Hz. Muhammed’i ve ne de İslam âlimlerini hiç ama hiç okumadığını, bilmediğini veya anlamadığını görüyoruz. Öyle olsaydı, mutlakıyet arz eden “Kürtaj olmaz”, açıklamasını yapmazdı herhalde!

Kürtaj konusu ile ilgili Kur’an-ı Kerim ayetleri ve Hz. Muhammed’in hadislerinde “tecavüz” ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlamadım. Ne Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed ve ne de İslam Mezhep liderleriyle âlimlerinin söylemlerinde, öyle Erdoğan’ın “Kürtaj yasak” ve AKP Bakanı Recep Akdağ’ın; “Tecavüz mağdurlarının çocuklarına devlet bakar” gibi hakikatten uzak ve ahlak dışı bir bilgi de yok ve geçmiyor; İslam böyle bir şeye alet olmadığı gibi insanlık da olmaz. Yanlış anlaşılmalara neden olmamak için burada Kürtaj’a yasak yok derken şiddet ve nefretle karşı çıktığım Zina yaygınlaşsın ve de meşrulaşsın anlamında bir savunma yapmadığımın da altını çizmek istiyorum. Zira insanın fikri ne ise zikri de o odur, denilir.

Sonuç olarak Kuran-ı Kerim’in ilgili ayetinde geçen “Çocuklarınızı fakirlik endişesiyle öldürmeyin”,’den hiçbir zaman “her koşul ve durumda Kürtaj’ı yasaklayın” anlamı çıkmaz, çıkmıyor; üstüne üstlük mezheplerin bir kısmı 120, diğer kısmı da 40 gün Kürtaj’a izin veriyor. Bunu ben değil İslam kaynak ve âlimleri söylüyorlar.

01.06.2012

Mehmet Serhat Polatsoy