31 Temmuz 2011 Pazar

Mazıdağı Zankırta Köyü Katliamı


Ne istediniz o insanlardan, siz insan kılığına girmiş şeytanlar…
Hangi planlarınızı devreye koydunuz yine, yine kaç can daha alacaksınız. Neydi bunun açıklaması, kime ve neden hizmet ettiniz. Neden kurban ettiniz o insanları. Bir sistemi böylesine vahşileştiren böylesine kindar eden ne olabilir. Nedir derdiniz, siz hangi kurallara göre savaşıyorsunuz. Sizin kurallarınız nedir. Siz sadece suçsuz günahsız insanları öldürmeye mi geldiniz bu dünya ya, siz cehennemde çekeceğiniz ızdırabı bize burada mı çektirmek istiyorsunuz, suçsuz, silahsız ve savunmasız halktan ne istediniz. Ne istediniz o bebelerden, ne istediniz o henüz bıyıkları terlememiş çocuklarımızdan, ne istediniz karnında yavrusu olan anadan,ne istediniz dedemizden ninemizden, ne istediniz.

Hangi devlete sattınız o akan kanları, ya da ne kadar para karşılığı kendi halkınızı sattınız, neye ve kime alet oldunuz. Kimdi sizi görevlendiren, nerede eğitim aldınız, nereden getirdiniz o bombaları, hangi ülkenin silahlarıyla sıktınız o insanlara. Bağlı bulunduğunuz kurum neydi ya da siz hangi barbar kuruma bağlısınız. Hiç mi vicdan duygusu yok sizde, nasıl kıydınız o anasının karnındaki yavruya. Hangi kuruma bağlı köpeklersiniz.

Bir kız çocuğu diyor ki, ben ablamı istiyorum, ben ablamı istiyorum, o benim annem gibiydi, bana ablamı verin, öylece bağırıp inletiyordu yeri göğü. Her bağırışı köpeklere sıkılan bir kurşun gibiydi. Henüz bıyıkları terlememiş oğlumuz, annem, babam, abim kardeşlerim gitti diyor.

Aklıma hemen Lice geldi. Orada da bir çocuk aynı şekilde yaşanan acıları anlatıyordu. Birden Lice gözümün önünden geçti. Ne diyordu o çocuk; “iki gündüz iki gece, cayır cayır yandı Lice” bunları söyleyen çocukla, Mardin katliamından sağ kurtulan çocuk aynı çocuk ve yine Lice katliamındaki vahşilerle, Mardin katliamındaki vahşiler aynı vahşiler.

Aynı “iyi çocuklar”.

Ne istediniz, ne istediniz o yavrulardan, bebek katilleri, insanlığın düşmanları
Yüzyıllardır yaşamımızı zindan ettiniz. Nedir bizden istediğiniz, nedir söyleyin bana, yaktınız, yıktınız, talan ettiniz, bizi yurdumuzdan yuvamızdan ettiniz.

Sayın devlet yetkilileri sizlere soruyorum, sayın komutanlar siz cevap verin, askeri karakola 5 dakika uzaklıkta olan bir köye, dahası yola 2 km olan bir köye neden 2 saat sonra gittiniz. Kimdi sizi böyle geç gönderen. Yoksa silah seslerini mi duymadınız. Yoksa siz sıkılan kurşunları düğünde atılan kurşunlar mı sandınız. Oluk oluk kan akarken sizler halkın sahipleriyiz diyen devletimizin güçleri, sizler neredeydiniz. Neden geç geldiniz, yoksa kürtler bu ülkenin halkı değil mi?

Evet, medya, hepiniz ama hepiniz bir koro halinde PKK dediniz. ”Evet sayın seyirciler kanlı terör yine yüzünü gösterdi”, bir başka kanal ise “PKK yine suçsuz günahsız insanları hedef aldı” dedi. Neydi sizi bu yargıya iten, kim size bunları söyleyin dedi. Kim hepinizi korolaştırıp bu sözleri söyletti. Peki, o köyleri koruyan korucularınız nerde, neredeydi silahlı güçleriniz. Neredeydi eline silah tutturduğunuz katiller. Onlar o köylüleri koruyamadı değil mi. Yoksa o an hepsi bir göreve mi gitmişti.

Ama tutmadı bu sefer, kimse yutmadı. Çünkü katiller işlerini sağlam yapamadılar, şahit bıraktılar değil mi. Arda kalan şahitler konuştu değil mi. Oysa ölmüşler mi ölmemişler mi diye kontrol bile etmişlerdi. Ama olmadı, elinize yüzünüze bulaştırdınız. Ne diyordu katliamdan kurtulanlar, “bunlar PKK’li değildi”, bunlar asıl teröristlerdi. Yüzyıllardan beri kanımıza giren alçaklar bebek katilleri bunlardı. Bunlar Güçlükonak’takilerdi. Bunlar 33 askeri öldürenlerdi.

Tutmadı değil mi, tutmadı.
Tutmayınca başta cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay ve diğer devlet erkânı, hep birlikte, yine basın gibi, ağız birliği yapmışçasına, töre, töre, töre dediler. Oysa hiçbir şey bilmiyordu kimse, ellerine tutuşturulan kâğıttan okuyorlardı. Bir bilgi gelseydi o anda, o gelen bilgi önemli değildi. Onlara hangi haberi sunacaksınız derlerse, o zavallılar öyle yapacaktı.

Ne diyorlardı, töre töre töre…
Hadi oradan, hadi oradan, siz kimi kandırıyorsunuz. Siz halkımızla dalga mı geçiyorsunuz. Söylediklerinize siz inanıyor musunuz ki bizden inanmamızı bekliyorsunuz. Ondan sonra bu katliama birde kılıf uyduruyorsunuz, teoriler üretiyorsunuz. Yok, efendim kız davasıymış ve bunun adı töreymiş. Yok, efendim bu nasıl töreymiş. Hadi oradan biz hiç mi kız davası ve töre görmedik. Bu topraklarda on binlerce yıldır yaşayan bizler, Mezopotamya’nın kadim halkı bizler, bizlere töreyi mi anlatacaksınız.

Bu ne düzenbazlık ne pişkinliktir. Bu ne şeytanca bir fikirdir böyle.
Halfeti’de de PKK’ydi değil mi. Halfeti’de, o iki çocuğu öldüren katillerde töreden etkilenmişti değil mi. Yoksa yeni yeni katliam planlarınızı töre adıyla mı yapacaksınız. Yeter akıtmayın artık kanımızı, akıtmayın yok etmeyin yeter. Oluk oluk kan akıttınız, Munzur deresini kan deresine dönüştürdünüz, yeter kan akıtmayın. Dersimde insanlarımızı tepe yapıp yaktınız, binlerce köyümüzü yaktınız yağmaladınız. Kan akıttınız oluk oluk kan akıttınız. Yetmedi mi, yetmedi mi, yetmedi mi kanımızı emdiğiniz. Yetmedi mi?

Oluk oluk kan akıttınız, Şengal’den, 550 Kürt Yezidi’yi kan revan içerisinde bıraktınız. O tarihin unutulduğunu mu sandınız. Şengal’de akan kan ile Mardin de akan kan aynı kandır. Bunu yapanlar aynı zihniyettir. Sizi gidi katiller sürüsü, yeni oyunlarınızı böylemi devam ettireceksiniz. Dünyanın dengelerini düzeltmeye, Kürtleri yok etmekle mi başlayacaksınız. Yüzlerce yıldır yapıyorsunuz yetmedi mi?

Ama sizler, siz katiller, Sizler zavallı birer mahlûk olduğunuzu bilmiyorsunuz. Hem tarih hem halk bunun ve bundan öncekilerin hesabını elbet soracaktır size. Siz zavallılar, Siz böyle canileştikçe, biz Kürt halkı Özgürlüğe daha yakınlaşıyoruz. Kim bilir daha ne kadar katliam planlarınız vardır. Acaba ne zaman bunları devreye koyacaksınız. İnsanlıktan nasibini almamış barbar şeytanlar, artık dönün bu yoldan. Bırakın akıtmayın artık kan.

Ey Türk halkı sizler, bizleri sizlere yanlış anlatan yine sizler, sizler bunuda mı yutacaksınız. Sizlerde töre deyip geçecek misiniz, bölge halkını canilikle suçlayacak mısınız yine. Ne olur yutmayın bu defa, yutmayın ve bozun bu oyunları.

Biz artık yutmuyoruz. Yutmuyoruz artık.

Döktüğünüz her damla kan, toprağa düşmeden, unutmayın ki; binlercesi filizlenip fışkırıyor topraktan.

Bu katliam üstü kapalı olarak soykırımın ayak sesleridir. Kültürel soykırımdan sonra, bu yapılan katliam aslında tam anlamıyla fiziksel bir soykırımdır. Bu Kürdü-kürde kırdırtma oyunudur. Halkımız bunun sonuçlarını en iyi bir biçimde değerlendirip bu oyunları boşa çıkaracaktır. Bu açık ve net olarak Kürtlere karşı bir savaş ilanı olsa da biz Kürtler bu savaşta yer almayacağız. Sömürgecilerin tuzağına düşmeyeceğiz. Tüm Kürt halkının başı sağ olsun diyor ve saygılarımı sunuyorum.

06.05.2009 tarihinde sitelerde yayınlanmıştır.

1 yorum:

  1. Bloğunuzdaki bilgileri ekibimizce cok beğeniyoruz ve arkadaşlarımızada tavsiye ediyoruz. sorunlarınız için sizide Ucuz laptop sayfamıza bekliyoruz.

    YanıtlaSil