31 Temmuz 2011 Pazar

TRT 6 ve Beyaz Kürt'ler


Günlerdir dillendirilen devletin resmi Kürtçe TV si en sonunda çıktı tarih sahnesine.

Çok gülünç, komik ve bir o kadar da tehlikeli durumla karşı karşıyayız. Sözüm ona gerçek kültür ve gerçek Kürt kişiliğinden bahsedeceklerini söylüyorlar. Kanalın başına da, 12 Eylül de Kürtlere kurşun sıkan bir tetikçiyi getirmişler. (Alıntı: Gazeteci-Yazar: Fuat Kav)

Program sunucuları ise özüne ters düşen balık hafızalılar topluluğu. Kendilerini para karşılığı pazara süren bir kaç “Beyaz Kürt”.

Bunun korkunç bir tuzak ve bir oyun olduğunu halkımızın geçmişten de dersler çıkararak iyi kavramaları gerekir. “Bu ülkeye komünizm gelecekse onu biz getirir iz”in mantığı neyse şimdide söylenen, eğer Kürtçe konuşmak istiyorsanız, onun kriterlerini biz belirleyeceğiz. Yok, eğer Kürtçe TV istiyorsanız, onu da biz açacağız bizden izleyeceksiniz mantığının ne kadar tehlikeli olduğunu herhalde anlatmama gerek yok.

“Bir halk için en kötü şey, tarihlerinin başka halklar tarafından yazılmasıdır.”

En kötüsü bu tarihin; kanla, gözyaşıyla, açlıkla, hakaretle, zulümle, küfürle, en vahşi savaşı reva görerek yazılmasıdır.

Şimdi size sormazlar mı?
Daha önce de TRT 3’te 45 dakikalık yayın yapmadınız mı?
O kanal tutmadı mı?
Ne değişti de şimdi TRT 6’yı açtınız?
Ha unutmadan Diyarbakır da yerel de Kürtçe haber veren TV’lere verilen cezaları geri mi aldınız?
Kürtlerin haklarını anayasal güvence altına mı aldınız?
Yoksa yönetimden pay mı verdiniz veya söz hakkımı tanıdınız?
Bu cumhuriyeti biz beraberce kurmadık mı?
Öyleyse aynı ülkede yaşayan Türk halkına vermiş olduğunuz hakkı ve adaleti neden bize vermediniz?
Şayet bir kininiz varsa ve eğer Müslüman iseniz bu ayeti dikkate alın.

Sevgili okurlarım bakın Allah bir ayetinde ne diyor.

“Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarından haberi olandır…” (Maide suresi 8)

“Yoksa siz, Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?” (Bakara suresi 85)

Ya da devletin Kürtçe TV kanalında çalışan “Beyaz Kürt”lere sormak lazım:

Ey onurlu insanlar hangi hakkı elde ettiniz de resmi kanalda çalışmaya başladınız?
Kürt kimliğiniz tanındı mı?
Ya da kimlikleriniz anayasal güvenceye mi kavuşturuldu?
Düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü, serbest siyaset hakkı mı tanındı?
Köy koruculuk sistemi kaldırıldı mı?
Boşaltılan ve yakılıp yıkılan köylerimiz onarıldı mı?
Faili meçhul cinayetler aydınlatıldı mı?
Veya köylülerimiz geri mi getirildi?
Ya da metropollere sürülen halkımız, çetelere bulaşmış, fuhuşa zorlanmış, madde bağımlısı olan gençlerimize bir iş imkânı mı yaratıldı?

Ne değişti söyler misiniz?
Yok, bunlar olmadı ama 95 yıl sonra bizden özür dileyecekler, biz onu bekliyoruz mu diyorsunuz?

Peki, hadi diyelim ki siz diyorsunuz bu Kürtçe TV bir başlangıçtır ve bir adımdır, özgürlüğümüzün bir işaretidir, daha sonra geri kalan haklarımızı alacağız.

Şimdi sormazlar mı size, bir Kürtçe TV hakkımızı 85 yıl bekledik, eğitim-öğretim hakkımızı da bir 85 yıl bekleyerek mi kazanacağız.

Hem de 85 yıldır inkâr eden bir anlayışa nasıl olurda bu şartlarda hizmet edersiniz.

Ey “ak û pak” olan ve TRT’nin kriterlerine göre hiçbir suça bulaşmamış “Beyaz Kürt”ler, şimdi sormazlar mı size özgür oldunuz mu? diye.

Bakın TRT 6 TV için çıkan reklamlar da ne söyleniyor. Gerçek Kürt kültürünü bizimle öğrenin, gerçek dil burada, yalan, yanlış, sahte kültürlerle boşuna vakit harcamayın, bizi tercih edin, bizimle kalın.

Evet, yanlış okumadınız veya ben yanlış yazmadım. Aynen söylenen şudur,

Sahtesi değil gerçeği sadece ve sadece bizde.(geeeeelll vatandaş geeeeelll)

Bu nedir?
Bu ne anlama geliyor. Bu halkla açık-açık oynama değimli?
Hayretler içerisinde izledim bu reklamı ve açıkçası çok korktum.
Bu yeni yılda her insan gibi bende kutlama mesajı yayınlamıştım. Ve mesajımda şunu belirtmiştim.”Umarım yeni yılda Kürtler yeni bir oyunla karşılaşmaz ve özgür bir şekilde yaşarlar” demiştim.
Şimdi bunları görünce bu korkumun yersiz olmadığını gördüm ve maalesef bizim dilimizle bizimle oynamayı planlıyorlar.
Yıllarca bize yasak edilen namusumuz olan dilimiz, şimdi seçim yatırımı olarak karşımıza bir güzellik olarak sunuluyor.

Biz Kürtler hiçbir zaman onurumuzla oynanmasına müsaade etmeyiz.
Eğer bu böyle olacaksa kimse kusura bakmasın, bu TV’yi izleyen Kürtlerin onurlarından şüphe edeceğim.(tabi tarihi bile-bile onursuzluğu kabul edenlerden)

Yani şu anda mevcut Kürt kanalları Kürt kültürünü yanlış mı işliyor?
Konuşulan dil yanlış mı?
Yani tek dil, tek millet anlayışını bize dayatan ve “ya sev ya terk et” diyen anlayış mı doğrusunu biliyor?
Korkuyorum hem de çok.

Yıllarca bu dili yasakladınız, ne geçti elinize?
Şimdi kalkıp bizim yaşadığımız kültürümüze yanlış kültür mü yaşıyorsunuz, doğrusu bizde mi diyorsunuz?

Yazık size, hem de çok yazık.

Bu sorun, öyle bir Kürtçe TV açmakla ya da üniversitelerde Kürdoloji enstitüsü açmakla çözülmez.
Kürt sorunu ulusal, sosyal, siyasal, kültürel bir sorundur.
Bir taraftan yanlış politikalarla insanlar mağdur olacak, doğa yaşanmaz hale getirilecek, yine bu politikalarla halk metropollere göç etmek zorunda kalacak diğer taraftan da kurduğunuz bu TV bunları halka yansıtmayacak halkınız bunları bilmeyecek, öte yandan Kürtçe TV açtık diyeceksiniz.

Onuruna ve şerefine sahip çıkan Kürtler ne derler biliyor musunuz?
Hadi oradan kimi kandırıyorsunuz.

Ve kendi ülkenizi görmeden kalkıp başka ülkelere müdahale ediyorsunuz.
Kusura bakmayın, Kürt Sorununa katkıyı bu şekilde sunamazsınız.

Bir taraftan mecliste bilinmeyen bir dil diyeceksiniz, diğer taraftan bu dilin kanalını açacaksınız.
Bir taraftan düğünlerde Kürtçe türkü söyleyene ceza vereceksiniz, diğer taraftan açtığınız kanalda Kürtçe türkü söyleteceksiniz.

Halkımızın bu oyunları iyi anlaması gerekiyor.
Bu ülkeye bir dil gelecekse o dili de biz getiririz in mantığını, ya da bir halk var olacaksa onu da biz var edeceğiz diyen zihniyetlerin oyunlarını boşa çıkaracağından, bu ve bunun gibi kandırmalara aldanmayacaklarından adım gibi eminim.

Hem kalkıp Kürtlerin on bin yıllardır yaşadığı topraklarından sürgün edilmesi için planlar, oyunlar hazırlayacaksınız. Hem de Kürtçe TV açacaksınız. Kimi kandırıyorsunuz.
Hem Doğubeyazıd’da halkı Welat gazetesini almamak ve okumamakla tehdit eden malum kişileri yakalamayacaksınız, hem de Kürtçeyi bizden okuyun diyeceksiniz.
Hem Kürtçe demeçlerinden dolayı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın; Osman Baydemir’e dava açacaksınız, Hem de TRT 6 şeş û beş TV de Kürtçeyi siz konuşacaksınız, kalkıp, bak biz size Kürtçe TV açtık diyeceksiniz.
Şu anda zaten hâlihazırda 15’in üzerinde Kürt kanalı yok mu? Kürtlerin derdi Kürtçe kanal mı?
Şimdiden “Beyaz Kürtlerle” nişanlanma süreciniz hayırlı olsun diyorum, umarım önümüzdeki süreçte evliliğe ilk adımı atarsınız da “Esmer Kürt”leri asimile etmeye devam edersiniz.
Ama şunu da unutmayınız ki onuruna, gururuna, namusuna, şerefine, haysiyetine, düşkün hiçbir Kürdü ne asimile edebilirsiniz nede kandırabilirsiniz.

Hep beraber göreceğiz…

05.01.2009 tarihinde Gaphaber sitesinde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder