31 Temmuz 2011 Pazar

Polisin Tecavüz Yetkisi


HER TÜRLÜ YETKİ İLE DONATILAN KAHRAMAN POLİSLER ŞİMDİ DE TECAVÜZ YETKİSİNİ ALMIŞLAR
Süreç bizleri nerelere kadar götürecek bilmem ama bir bilinen gerçek var, çok ama çok kötü olacak.
Süreç faşizme evirilmeden Kürtler ve Türkler bir ağızdan demokrasi mitingi yapmalı. Yoksa on yıllar boyu sürecek olan kardeş kavgasının başlamasına sona doğru yaklaşılıyor.
Bir tarafta savaşın son bulması ve artık silahla gerçek bir çözümün olmayacağını, halkların kardeşçe yaşamasını çatışmasızlık süreciyle gösteren ve bu bağlamda barışa şans tanıyan PKK güçleri,
Diğer tarafta, 86 yıldır her türlü zulüm, baskı, jenosit e tabi tutulan kültürel soykırımdan geçirilen ve bunları unutabileceğini söyleyen, affetmesini bilen, bunun bir fırsat olduğunu dile getiren ve özgürlüğü yakalamanın bir adım berisinde olan mazlum Kürt halkı,
Bir tarafta da, çatışmasızlık sürecine karşılık barışa şans tanımayan ve her türlü savaş tekniğiyle dağlarımıza bombalar yağdıran, ormanlarımızı yakıp kül eden, köylerimize giriş çıkışı yasaklayan, özgür kadınlarımıza tecavüzü reva gören, siyasal legal temsilcilerimizi terörist diye hapislere tıkan tekçi devlet zihniyetinin sahibi, AKP-Gülen hükümeti
Diğer tarafta, Kürt halkının özgürlüğünün, Türk halkının da özgürlüğü olduğunu anlamayan zavallı Türk halkı…
Her türlü gelişmeler karşısında başını kuma sokan zavallı Türk halkı.
Ülke ekonomisini çökertenler karşısında, ülkenin tüm para kaynaklarını dağı taşı bombalamaya harcayanlara ses çıkarmayan sağlam gönderip, ölü alan zavallı Türk halkı.
Bu savaşı bitirin demesi gerekirken bir oğlum daha olsa onu da feda ederim diyen zavallı Türk halkı.
Türk halkının bu sorumsuzluğu daha nereye kadar sürecek bilinmezdir ama gerçek olan şey şudur ki, Kürtlerin özgürlüğünün ardında yatan gerçekler, başta Türk halkının esaretinin son bulması sonrasında tüm Ortadoğu halklarının özgürlüğüne kavuşmasıdır.
Kürt halkının bugünlerde gündeminde olan Kürt kadınına tecavüz provokasyonu
Diyarbakır da bir eve zorla giren ve evdeki kadına, bölgede kültür-sanat çalışması yürüten Kürt kadınına tecavüz eden polislerin bu hayvani içgüdüsel arzularının boyutları nerelere kadar ulaşacak ve bununla Kürt halkına ne gibi bir mesaj verilmek isteniyor?

Acaba bu münferit bir olay mı yoksa planlanmış bir provokasyon mu?
Varsayalım bu münferit bir olaydır ve tamamen o polislerin ferdi eylemleridir.
Şimdi aynı şekliyle bir Kürt genci bir polis eşine bu tarz bir münferit olayda bulunsa ne olur?
Yada varsayalım bu bir provokasyondur, şimdi eğer bu bir provokasyon ise, siz nasıl böyle ahlaksızca bir planı devreye sokuyorsunuz?
Kürt halkını bu şekilde provoke mi etmek istiyorsunuz?
Kürt halkını Türk halkı ile karşı karşıya getirmenin yeni bir versiyonu mu bu?
Şimdi bölgemizde bu tarz olaylar olduğu zaman ya o aile bireyleri bulundukları yeri terk ederler, dahası eşleri ve kızları o mahallede oturamaz olur, çünkü aynı şey olacak korkusuyla evlerine hapsolurlar ta ki bedelini ödeyinceye kadar. Türkiye de ve bölgemizde yaşayan Türkler, sizler daha ne zamana kadar başınızı kuma gömüp ses çıkarmayacaksınız, yoksa sizlerde eve hapsolmak mı istiyorsunuz?
Veya o tecavüz eden polisler, sizler nasıl o oturduğunuz mahalleden geçeceksiniz?
Ya da eşleriniz dahası kızlarınız bu tarz bir münferit olaya kurban gittiklerinde nasıl bir özür de bulunacaksınız?
Tüm halklar namusuna düşkündür, hele hele Kürt halkı gibi özgürlüğe susamış, yüzyıllardır tüm hakları elinden alınmış, insan bile sayılmayan bir halk böylesi bir ahlaksızca olay karşısında yapacağı her türlü demokratik eylem haklı ve meşrudur.
Şimdi gelelim olayın diğer yüzüne, bir tarafta tecavüz yetkisi alan polisler ellerini kollarını sallaya salya meydanlarda dolaşacak, diğer tarafta bu olayı okurlarına duyurmaya çalışan Azadiya Welat gazetesinin manşetini neden göstererek bir toplatma kararı ile durduracaklar.
Bu ülkenin savcıları bu ülkenin mülki amirleri düpedüz suça ortak olmuyorlar mı?
Kürtçe bir gazete olan günlük Azadiya Welat gazetesinde bu olayı “Tecawız”diye teşhir eden bir başlığa bile tahammül etmeyen bir tekçi zihniyet karşısında Kürt halkının nasıl sessiz kalmasını beklersiniz?
Kürt halkının bu olay karşısında sessiz kalmamasını, her türlü demokratik eylemlerini yapabileceklerini ve bu kişiliksiz insan postuna bürünmüş hayvanların bir an önce cezalarının bulması için, her gün gerekirse sokakta olmaları gerektiğini söylemek istiyorum.
Aslında burada sorumlu olan asıl kişiler Diyarbakır Emniyet Müdürü ve Diyarbakır Vali’sidir. Sorumlu olmalarındaki neden ise, kendi bölgelerinde böyle bir olay gerçekleştiğinden dolayıdır. Onların bir basın toplantısıyla bunu açıklaması ve sorumluları cezalandırması dahası bu kişilerin bulundukları makamdan ayrılmaları insan olmanın gereğidir.
Ayrıca bu alçak saldırıdan dolayı Kürt halkından özür dilenmesi gerekmektedir. 
Bu tecavüz olayı ile aslında anlatılmak istenen, bakın işte biz sizin bütün değerlerinize saldırıyoruz, ormanlarınızı yakıyoruz, kültürel mirasınız olan tarihinizi sular altında bırakıyoruz, tecavüz ediyoruz, burada büyük bir provokasyon ile beraber böylesine bir gerçeklik yatmaktadır.
Benim evime zor ile geleceksin ve üstelik polis olduğunu söyleyeceksin, sonra tecavüz edeceksin.
Burada aslında gerçek sorumluların açığa çıkartılması gerekiyor.
İrdelenmesi gereken bir başka husus ta, bu alçakça saldırının bir diğer nedeni vardır, o da kendini özgürleştirmek isteyen namusu özgürlüğünde arayan kadınlarımıza ve namusumuz özgürlüğümüzdür diyen gerçekliğe bir dur demenin senaryolarıdır.
Namusu özgürlükte bulan bir anlayışın sahiplerine bunlar yapılmaktadır. Kadının Kürt toplumundaki öneminin giderek artması, bu egemen güçlerin çıkarlarını zedeleyeceğinden bu hayvansal içgüdüleriyle bu tarz olaylara başvurmalarındaki amaç, hem Kürtlerin tamamına hem de yaşadığımız toplumun tüm sosyal, kültürel ve ahlaki değerlerine bir darbe vurmak içindir. Bu zihniyetlerin çoktan tarih sahnesinden silinmesi gerekirken, bu tarz vahşi politikalar da ısrar etmenin ne kadar zararlı sonuçlar açacağı da aşikârdır.
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı eğer çıkıp bu olayı lanetlemiyorlarsa birinci derecede sorumlular onlardır. Çünkü Susmak kabullenmektir. Aksi takdirde aklımıza hemen şu soru gelecek, yoksa Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği,”Kürt Sorununda İyi Şeyler Olacak” diye bahsettiği, iyi şeylerden birisi mi bu?
Kimse Kürt halkına gidin vurun, kırın, yağmalayın, aynısını yapın diyemez. Bunu demek ve yapmak o kişiliklerle aynı yerde olduğunu gösterir. Ama dökülün sokağa ve sorumluları açığa çıkarmak için demokratik eylemlerinizi gösterin ve Emniyet Müdürü ve Vali, çıkıp özür dileyene kadar eylemlerinizi demokratik çizgide sürdürün
Benim yazacaklarım ancak bu kadardır, halkın yapacağı da ancak ve ancak sokaklarda demokratik eylemlilikleriyle direnmektir. Ta ki asıl sorumlular cezalandırılıncaya dek. Yoksa süreç çok ama çok kötüleşecek. Kürt halkı eğer tepkisini tam olarak ortaya koymazsa bu ve buna benzer olaylar ile daha çok karşılaşacağız.
16.07.2009 tarihinde sitelerde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder